Tekelioğlu Mehmet Paşa Camisi
Antalya Kale Kapısı semtinde, Yivli Minare’nin karşısındaki bu camiyi Antalya Mütesellimi Tekeli Mehmet Ağa XVIII.yüzyılda yaptırmıştır. Bununla beraber bu caminin Tekeli Mehmet Ağa’dan önce yaptırılmış olduğu da iddia edilmektedir.
Caminin kareye yakın dikdörtgen bir planı vardır. Beden duvarları giriş kapıları, pencere üzerindeki alınlıkları kesme taştan, diğer kısımlar da moloz taştan yapılmıştır. Fazla bir özelliği bulunmayan bu caminin kuzey cephesinin ortasındaki giriş kapısı yay kemerli olup, çevresinde profillerden oluşan bir niş içerisine alınmıştır.
İbadet mekanını örten kubbe, dört köşedeki dört yarım kubbe ile desteklenmiştir. Sonraki dönemlerde yapılan ilavelerle son cemaat yeri ibadet mekanına katılmıştır. Mihrap ve minberi mermerden olup, oldukça sadedir. İç mekanda, kapı üzerinde, pencere üzeri alınlıklarında lacivert, beyaz, kırmızı, açık mavi renklerde XVIII.yüzyıl çinileri ile kaplanmıştır.
Caminin kuzeybatı köşesine, beden duvarlarına bitişik olarak kesme taştan minaresi yapılmıştır. Nişlerle ve silmelerle minareye hareket kazandırılmıştır.
Akşebe Sultan Mescidi
Surların Ehmedek ile İç Kale arasındaki bölümünde, kervansaraydan biraz daha yukarıda, arazinin oldukça dikleştiği bir yerde 1230 yılında yaptırılmıştır.
Yapı çeşitli tarihlerde bazı değişikliklere uğramış ve bunun sonucu olarak da orijinalliğini kısmen yitirmiştir. Alanya’nın diğer bazı yapılarında görüldüğü gibi Akşebe Sultan Mescidi ve Türbesinin yapımında da kırmızı renkli tuğlalar kullanılmıştır.
Kare planlı ibadet merkezi bir kubbe ile örtülüdür. Bunun doğu yüzünde ise, ona bitişik, üzeri tonozlu bir bölüm daha bulunmaktadır. Bu kısmın bir mezar odası olması kuvvetle muhtemeldir. Burada Selçuklu üslubunda, son derece güzel süslenmiş bir sandukanın bulunduğu söylenmektedir. Diğer dikkat çekici özelliği ise, yapının kuzeybatısındaki mavi sırlı çinilerle kaplı tuğla bir minare kalıntısıdır.
Sultan Süleyman Camisi (Kale Cami)
Şehir surlarının zirve kısmında, İç Kalenin hemen dışında kalan caminin yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Bununla beraber, Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad tarafından kentin yeniden düzenlenmesi sırasında 1231 yılında yaptırıldığı sanılmaktadır. Ancak sonraki yıllarda cami yıkılmış ve XVI. yüzyılda Osmanlı döneminde Kanuni Sultan Süleyman tarafından tekrar yaptırılmıştır.
Tek minareli cami, Alaeddin, Kale ya da Süleymaniye Camisi adları ile de anılmaktadır.
Cami üzeri sekizgen kasnak üzerine, kiremitli kubbelidir. Kubbenin askılık görevi üstlenen kısmına akustiği sağlamak için 15 küçük küp yerleştirilmiştir. İbadet sırasında bu özellik ortaya çıkmaktadır.Cami kare planlı ve moloz taştan yapılmıştır. Ayrıca önünde dört ayak üzerine kiremitli, üç kubbeli bir son cemaat yeri, kuzeybatı köşesinde minare ve kuzeydoğuda da bir su sarnıcı yer almaktadır.Kapı ve pencere kapakları Osmanlı döneminin ahşap oyma işçiliğinin güzel bir örneğidir.