Allah kimlerin tevbesini kabul etmez

harun2445

Yeni Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
16 Mayıs 2012
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Allah hangi günahı işleyenlerin tevbesini kabul etmez?

TÖVBE VE TÖVBENİN ŞARTLARI KİMLERİN TÖVBESİ KABUL OLMAZ

Muhakkak ki Allah katında (kabul gören) tövbe, ancak bilmeden kötülük işleyip de sonra hemen tevbe edenlerinkidir İşte Allah bunların tövbesini kabul eder Allah Alim'dir, Hakimdir (Nisa:17)

Bu ayete göre; Allah (cc)'nun kabul edeceği tevbenin iki şartı vardır:

1 - İşlenen günah bilmeden işlenmiş olmalıdır

2 - İşlenen günahtan en kısa zamanda tevbe edilmelidir

Ayette geçen "bilmeden kötülük işleyip" lafzından kasıt; işlenen amelin günah olduğunu bilmemek manasında değildir Çünkü günah olduğunu bilmeden günah bir amel işlemek, tevbeyi gerektirmez ve Alah (cc) işlediği amelin günah olduğunu bilmeyen kişiye ceza vermez

Ayetteki bilmeden günah işlemekten kasıt; şehvetin ve kızgınlığın akla hakim olduğu zaman işlenen suçun sonunu düşünmeden günah işlemektir Çünkü kişi, Allah'ın vereceği mükafaat ile vereceği ceza arasında doğru bir değerlendirme yapsaydı bu günahı işlemezdi O kişi, işlediği amelin günah olduğunu bildiği halde, cahilce bir değerlendirme yaptığı için günah işlemiştir

Bu nedenle sahabeler günah işleyenler hakkında şöyle demişlerdir: "Her günah işleyen cahildir"

Katade (ra) şöyle demiştir:
"Rasulullah (sas)'in ashabı toplanmış ve şöyle demişlerdi:

"Allah'a karşı ister bilerek, ister bilmeyerek yapılan suçlar cehaletten meydana gelmiştir" (Abdurrezzak, İbn-i Cerir)

Ebu Aliye (ra) şöyle demiştir:

"Rasululah (sas)'in sahabeleri şöyle derlerdi:

"Kulun işlediği her günah cehaletindendir" (İbn-i Cerir, İbn-i Münzir, Abd b Humeyd)

Bir kimsenin, işlediği amellerin günah olduğunu bildiği halde günah işlemesi, onun cahil olduğunu gösterir Çünkü, kişi o anda menfaatinin nerede olduğunun iyi bir değerlendirmesini yapmadığı için günah işler Bunun sebebiyse; ya şehvetinin ya da kızgınlığının aklına hakim olmasıdır

Ayetin; "bilmeden kötülük işleyip" kısmındaki cahillikten kastın; günah olduğunu bilmemek olmadığını şu ayet de desteklemektedir:

Allah (cc), Yusuf (as)'ın şöyle dediğini haber vermektedir:

"Eğer onların tuzaklarından beni uzaklaştırmazsan onlara uyar ve cahillerden olurum" (Yusuf: 33)
Her iki ayetteki "cahillerden" sözü aynı manadadır Yani günah olduğunu bilerek bir takım sebeplerden dolayı işlemek

İşlenen günahtan en kısa zamanda tövbe etme şartına gelince:

Ayetteki; "hemen tevbe edenlerin" sözünden kasıt; ölmeden önce tövbe edilmesidir

Ölümün ne zaman geleceği bilinmediği ve her an vuku bulması ihtimal dahilinde olduğu için; "nasılsa tövbe kapısı daha kapanmadı" deyip günahlarından tövbe etmede ihmalkar davrananların ne kadar büyük bir yanlışta oldukları açıktır Çünkü bu tövbe fırsatını her an kaybedebileceğini düşünen aklı başında kişiler işlemiş oldukları günahlardan tevbe etmekte bir an geri kalmazlar

İnsanlar bu ayeti ve tefsir alimlerinin sözlerini yanlış anlayarak; "nasılsa tevbe kapısı daha açıktır Ölmeden önce tevbe ettiğimizde, Allah'ın affedeceği söylenmektedir Tefsir alimleri de böyle söylemişlerdir" diyenler günahlara ve tevbede ihmale ise devam etmişlerdir Halbuki ölümün her an başlarına gelebileceğini düşünseydiler, bir an bile tevbe etmekte tereddüt etmezlerdi Allah (cc) bu sebeple ayette; "min karib" (hemen) kelimesini zikretmiştir Bu ise; ölümün ne zaman geleceğinin belli olmadığını, herkese çok yakın olduğunu göstermektedir

Ayetteki; "hemen tevbe edenler" bölümünü Tefsir alimlerinin; "ölünceye kadar tevbe ederler" şelinde tefsir etmeleri, günah işleyen kimselerin tevbeyi ihmal etmeleri için değil, tevbenin geçerli olduğu zamanın süresini göstererek, insanların ümitsizliğe düşmemelerini sağlamak ve Allah (cc)'nun, yapılan tevbeleri her zaman kabul edeceğini bildirmek içindir Rasulullah (sas)'in, tevbenin ölüm anına kadar geçerli olduğunu haber veren hadisleri hep bu sebeple söylenmiştir Bundan sonraki gelecek ayet de bunu ifade etmektedir


Ebu Hureyre (ra)'dan, Rasulullah (sas)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:

"Kim, güneş batıdan çıkmadan önce tevbe ederse Allah, onun tevbesini kabul eder" (Müslim)
Ebu Zerr (ra)'dan, Rasulullah (sas)'in şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur:
"Allah (cc), ta ki hicab (örtü) ininceye kadar kulun tevbesini kabul eder ve onu affeder"

Sahabeler:

"Ya Rasululah! Hicabtan kasıt nedir?" diye sorduklarında Rasulullah (sas):

"Nefesin müşrik olarak ölmesidir" diye cevap verdi (Ahmed, sahih senedle)

Rasulullah (sas) şöyle buyurdu:

"Allah (cc), kulun tevbesini, ruhu boğazına gelmeden önceki zamana kadar kabul eder" (Tirmizi, Ahmed, İbn-i Mace, Hakim) (Zehebi ve Hakim bu hadis için sahih dediler)

İşte bu hadisleri ve ayeti açıklayan tefsir alimleri şöyle demişlerdir:

"Bu hadisler ve ayet; ruh gırtlağa gelmeden önceki zamana kadar tevbe kapısının açık olduğunu göstermektedir Bu sebeple insanlar tevbe konusunda umutsuzluğa kapılmamalı tevbe etmekten vazgeçmemelidir Yaşantının her anında işlenen günahtan tevbe etmek mümkündür Yoksa bu söz insanların: "hala yaşıyoruz, tevbe kapısı da açık, tevbe etmeye ne gerek var" deyip günah işlemeye devam etmeleri için söylenmemiştir Bu ancak cahillerin düşünebileceği bir şeydir"

Bu ayet; haram olduğu bilindiği halde, nefse veya şehvete uymaktan ya da kızgınlıktan dolayı düşünmeksizin, cahilce günah işleyenlerin akılları başlarına geldiğinde ölümü hatırlayarak fırsatı kaçırmadan, pişman olup, hemen tevbe etmeleri gerektiğini bildirmektedir Böyle yapmayan ve düşünmeyen kişi tevbe imkanını her an kaçırabilir

Günahlardan tevbe etmek farzdır

Allah (cc) bu konuyla ilgili olarak başka ayetlerde şöyle buyuruyor:

"Ey iman edenler! Bir daha dönmemek üzere Allah'a tövbe edin" (Tahrim:

"Bütün bunları yapıp da kim tövbe etmezse, işte asıl zalimler onlardır" (Hucurat: 11)

"Şüphesiz ki (o kitap), Rabbinizden mağfiret dilemeniz, sonra da tevbe etmeniz içindir" (Hud: 3)

Allah (cc), tevbenin şartlarını yerine getiren bir kişinin tevbesini muhakkak kabul eder Fakat bu, Allah (cc)'nun kullarına vermiş olduğu bir ikramıdır Yoksa mecbur olduğu için bunu yapmış değildir

Allah (cc) bu konuda şöyle buyuruyor:

"Şüphesiz ki O (Allah) kullarının yaptıkları tevbeyi kabul eden, günahları bağışlayan ve yaptıklarınızı bilendir" (Şura: 25)

"Muhakkak ki ben tevbe eden, iman edip salih amel işleyenleri ve doğru yola girenleri bağışlayıcıyım" (Taha: 82)

Günahtan tevbe etmeyen kişi için iki ceza vardır: Hem işlediği günahın, hem de tevbe etmemenin cezası

Haddi gerektiren suçlarda yapılacak tevbe, o haddi engellemez Bilerek adam öldüren kimse tevbe etse bile had uygulanır Aynı şekilde hırsızlık yapan, zina eden kimseler için de durum aynıdır


Sahih Tevbenin Şartları:

“İşte bunların tevbesini Allah kabul eder”

Günah olduğunu bildiği halde, cehaletinden dolayı günah işleyen ve sonra hemen kendine gelerek sahih bir tevbe ile tevbe eden kimsenin günahını Allah (cc) muhakkak affeder

Sahih tevbenin şartları dört tanedir:

1 - İşlenen günahtan dolayı kalben pişmanlık duymak

2 - İşlenen günahı hemen terk etmek

3 - Bir daha böyle günah işlememek için kesin karar almak

4 - Günahı, insanlardan değil, Allah'tan utandığından terk etmek

İşlenen günaha devam edildiği halde, pişman olunduğunu söylemek, sözde istiğfar etmek veya hayır ameller yapmak, tevbe edildiğini göstermez

Zikredilen bu dört şart tahakkuk etmedikçe, özellikle günah olan amel terk edilmedikçe gerçekten tevbe edilmiş olunamaz
Bir zamanlar İhvanı Müslimin'in liderlerinden sayılan S- Havva'ya şöyle sormuşlar:

"Bu devlette İslam'dan alınmayan kanunlar var Biz o kanunlara göre parti kuracağız Şayet bizden milletvekili ve hele de bakan çıkarsa, mecliste, Allah (cc)'nun şeriatine zıd olan bu kanunlara bağlı kalacağımıza dair sadakat ve bağılılık sözü vereceğiz O zaman halimiz ne olur Böyle yapmak küfür değil midir? Bunu yapanın hükmü nedir?"

S- Havva, bu soruya şöyle cevap verdi:

"Mecliste vermiş olduğunuz bu söz her ne kadar küfürse de söz ve yeminden sonra tevbe etmeniz yeterlidir"

S- Havva ve onun gibi düşünenlere göre; bir küfür işlendiğinde, o küfüre devam edilse bile, küfrü işleyen kişinin diliyle; "ben tevbe ettim" veya "Allah beni affetsin" demesi yeterlidir

Böyle bir zihniyete sahip olanlara şöyle denir:

"Allah (cc), tevbenin kabul şartlarını, Kur'an'da açık olarak bildirmiştir

"Eğer tevbe eder ve düzelirlerse"(Nisa: 16)

"Muhakkak ki ben tevbe eden, iman edip salih amel işleyenleri ve doğru yola girenleri bağışlayıcıyım" (Taha: 82)
Bu ve benzeri ayetler açıkça gösteriyor ki; Allah (cc) ancak, işlediği günah ve küfrü terk edenlerin tevbesini kabul eder İşlediği günahı ve küfrünü terk etmediği halde Allah (cc)'dan bağışlanma dileyen Allah'la alay etmiş olur

Bu, hiç bir baskı söz konusu olmadığı halde puta devamlı secde eden ve bu küfürden dolayı Allah'tan af dileyen kimsenin haline benzer

Allah (cc)'nun şeriatini tatbik etmeyen bir devlette milletvekili veya bakan olmak küfürse, ki küfürdür, bu küfürden kurtulmanın tek çaresi oradan ayrılmak, istifa etmektir Yoksa her türlü tövbe ve istiğfarı yapıp bununla birlikte milletvekilliğine veya bakanlığa devam etmek, tövbe etmek demek değildir Tıpkı puta secdeye devam edip diliyle tevbe ve istiğfar da bulunmak gibi

S- Havva ve onun zihniyetindeki kişileri, Allah (cc)' nun ayetlerine göre hareket etmeğe ve fetva verirken Allah (cc)'nun ayetlerini anlayarak fetva vermeğe çağırıyoruz Allah onlara hidayet etsin Aksi taktirde şu ayetler onlara uygun olur:

"İşte bunlar, Allah'ın kendilerine lanet ettiği ve bu yüzden kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimselerdir Bunlar Kur'an'ı hiç düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri üzerinde kilitler mi var?" “Allah Alim'dir, Hakimdir” (Muhammed: 23-24)

Allah (cc), her şeyi gizlisi ve açığıyla en ince noktasına kadar bilir Kimin sahih bir şekilde, kimin geçersiz bir şekilde tevbe ettiğini bilir O, Hakimdir Hikmeti, sahih tevbe etmeyen kişinin tevbesini geçersiz, sahih tevbenin şartlarına uygun olarak tevbe edenin tevbesini de geçerli kılar Çünkü O, her şeyi yerli yerine koyandır.
Kimlerin tövbeleri kabul edilmeyecektir
okisareti.gif
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Kimlerin tövbeleri kabul edilmeyecektir

Kimlerin Tövbesi Kabul Edilir ?

Allah, çok bağışlayıcı ve merhametlidir.
Bu özelliği Kur’an’da bir çok yerde tekrar ediliyor.

İşte bir örnek:

‘’ Halbuki Allah’ın nimetini saymaya kalksanız onu sayamazsınız. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir

Yani
. ‘’ Allah, kullarına karşı çok sevecendir. Delili ise daha önceki bir yazımda belirttiğim bir ayette ‘’ Yapılan kötülükleri misliyle cezalandıracağını, iyilikleri ise 10 katı ile ödüllendireceğini ‘’ ( 6/160 ) belirtmesidir.
Yukarıda 16/18 ayetinde çok bağışlayıcı ve merhamet edici olduğu belirtiliyor. Bunun ölçüsü ve sınırı var mı ? Hangi kişileri ve hangi günahları bağışlıyor ?

Kur’an’daki açıklamaya bakalım:

‘’ Allah katında makbul ( geçerli ) tövbe, ancak bilmeyerek günah işleyip sonra çok geçmeden tövbe edenlerin tövbesidir.İşte Allah bunların tövbelerini kabul buyurur. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. ‘’ ( 4/17 )

‘’ Yoksa makbul tövbe, kötülükleri ( günahları ) yapıp yapıp da kendisine ölüm gelip çatınca ‘’ İşte şimdi ben tövbe ettim ‘’ diyen kimseler ile kafir ( inançsız ) olarak ölenlerinki değildir. Bunlar için ahirette elem dolu bir azap hazırlamışızdır. ‘’( 4/18 )

‘’ Sonra, Şüphesiz ki Rabbin; cahillik sebebi ile kötülük yapan, sonra bunun ardından tövbe eden ve durumunu düzeltenlerden yanadır.

Bu hükümleri özetlersek:

Kimlerin tövbeleri kabul edilecektir ?
( 16/119 )
** Cahillikle bilmeyerek günah işleyenlerin,

** Hemen Durumunu düzeltip aynı günahları tekrar etmeyenlerin

Kimlerin tövbeleri kabul edilmeyecektir ?

** Aynı günahları defalarca işleyip, ölüm anında tövbe etmeye kalkışanların,

** İnançsız olarak ölenlerin tövbelerini kabul etmeyecektir.

Not: Bu yazının hazırlanmasında sınır Ötesi Yayınları’ndan Mesut Yılmaz’ın KUR’AN-I KERİM’ DEKİ GİZLİ AYETLER isimli eserinden yararlanılmıştır.
 
K

Kayıtsız Üye

Kayıtsız
Misafir
Tesekkur ederim açiklama için. Ben söyle bir soru sormak istiyorum. Diyelim ki kisinin ölmesine 3-5 ay var ya da kisi yakin bir zamanda ölecegini hissediyor ve hissettigi gibi de oluyor, peki bu kisinin ettigi tövbe kabul olur mu? Son bir gayretle sevap islese kabul olur mu ve basladigi namaz? Cevap verirseniz çok sevinirim.
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Kardeşim inşALLAH kabul olur diyebiliriz. Biliyoruz ki bu iş Rabbimizin takdirindedir. Biz Rabbimizin taktirinde olan birşey için kesin bir şekilde kabul olur veya olmaz diyemeyiz değil mi! Yukarıdaki açıklamalar, Ayet veya Hadislerden çıkarılan hükümleri anlatıyor. Oradan kendi sorunuza cevap olacak bir hüküm bulabiliyorsanız ümitli olursunuz, bulamazsanız yine ümitli oursunuz çünkü dediğimiz gibi Rabbimizin taktiridir. Kaldı ki öleceğini hisseden biri için doğru olan pişmanlıkla tevbe edip affedilmeyi ummak mıdır? Yoksa ümüit kesip hiçbirşey yapmamak mıdır? Aklı olan düşünür.
 
K

Kayıtsız Üye

Kayıtsız
Misafir
ALLAH razi olsun kardesim senden. Bazen günahlarim aklima geldikçe ümitsizlige düsüyorum ve öyle bir korku sariyor ki beni nefesim kesilir gibi oluyor. Tövbe ettim ama Rabbim benim gibi günahkar kulunu ölüm gerçegini anladiktan sonra affeder mi? Her seye ragmen yine de ibadetimi yapmaya çalisiyorum. Kaza namazlarini da kiliyorum ama günahlarim aklima geldikçe çok büyük bir korku ve endiseye düsüyorum "Ya Rabbim affetmezse?" Bilmiyorum çok zor durumdayim. Ümidimi ne olursa olsun kesmemeliyim diye düsünüyorum. Ölüm bu süre içinde düsündügüm gibi olursa Rabbim affeder mi, onun engin ve derin rahmetine nail olabilir miyim? Öyle pismanim ki anlatamam kardesim. Korkum ölmek degil, korkum Rabbimin tövbemi kabul etmemesi ve onun karsisina onun sevmedigi bir kul olarak çikmak. Korkuyla namaza basladim yaklasik 4 aydir ama çok pismanim.
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Allah c.c cümlemizden razı olsun. Niye yakın zamanda öleceğini düşünüyorsun bilemiyorum ama Rabbimizin tövbe kapısı daima açıktır. Ümitsiz olmak doğru olmaz o nedenle madem çok günah sahibi olduğunu biliyorsun. Tövbe, ibadet, zikir ve dua ile inşALLAH umuduğunu bulursun. Zaten başka bir çare de yok.
 
K

Kayıtsız Üye

Kayıtsız
Misafir
Kardesim saglik durumum günden güne geriliyor yani her geçen gün daha da geriliyor yapilan testler de(kan testleri) bunu dogrular nitelikte hissiyatim böyle. Ne zaman ölürüm tabi bilmem ama ölüm pek uzak degil. Benim derdim bu yüzden belki az bir ömrüm olabilir ama Rabbim tövbemi kabul eder mi etmez mi en büyük korkum bu. Öyle bir durumdayim ki bir taraftan ümit ediyorum diger yandan acaba tövbem kabul olur mu? Ölümüme az bir zaman kalmis olsa bile Rabbim bana acir mi affeder mi? Kafamdaki tek soru bu. Tabi ki ümidim var hala.Uzun süre eger cevap yazamazsam bil ki içime dogan sey olmustur. Bilmiyorum kardesim sakinca yoksa seninle özelden iletisime geçmek isterim. Inan sadece konusup dertlesmek içimi dökmek isterim sakin yanlis anlama beni kardesim.
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Allah c.c şifa versin. Bir çölde ve susuzluktan öleceğini düşün. Üç yön var; biri geldiğin yer, geldiğin yerde su olmadığını biliyorsun o yöne gidersen zaten susuzluktan öleceksin. Diğeri bulunduğun yer orada su zaten yok, bulunduğun yerde beklersen yine sususzluktan öleceksin. Diğeri ise su bulacağını umduğun yer, orada su bulma ihtimalin var.

Bu durumda hangi yöne gidersin! Bunu düşün, su olmadığını bildiğin yöne gitmek akıl işi değil. Bulunduğun yerde su yok. O halde aklı olanın gideceği yön diğeridir. O nedenle kabul olur mu yoksa olmaz mı diye düşünmenin anlamı yok. Çünkü aklın götürdüğü bir tek yol var. Oraya doğru gitmek zorundasın.
 
Üst Alt