Ayrılık üzerine bir yazı, AYRILIK ÜZERİNE
Akıl akıldan üstün demişler bana da biryol gösteren olur diye yazıyorum. Ben otuzaltı yaşındayım. Yıllardır kendi başıma yaşıyan meslek icabı (belgesel sinema) çok gezip rahat yaşayan birisiydim. Evlilik gibi düşünceler çok uzak gelirdi. İkibuçuk yıl önce bir rahatsızlık ( kanser) geçirdim. Ne güzel fazla yaşlanmadan gitcez demiştim. Hastalığı tam da atlattım derken uzaktan bir akrabayla tanıştım, görevi icabı bir süre bizimkilerde kalmıştı, o da bekardı. Çalıştığı ve yaşadığı şehre geri döndü. İlk başlarda normal konuşmalar olurken üç ay sonra felan evlilikten konuşmaya başladık bir anda kendimi evlilik düşüncesinin içinde buldum.
Gayet iyi anlaşıyorduk. Artık evlenmenin zamanı gelmiş hayat görüşlerimizin uyuştuğu dini temellere uygun bir evlilik yapmak düşüncesindeydik. Annesine açtı konuyu karşı çıkmışlar, önemli değil zamanla düzelir diye geçiştirdim. Hak verdim aslında sonuçta insanlar kanser değince bir uzak durmaya çalışıyorlar, soğuk geliyor ölümün yüzü herhalde. Tabi ki benimde kimsenin hayatını karatmaya hakkım yok diye düşünerek doktorlarla danıştım, sen hastalığı atlattın bir süre daha kontroller devam edecek evlenebilirsin bir sorun olmaz dediler. Kendisi de sağlık çalışanı olduğu için sonuçları benden daha iyi biliyordu. Bende bu bekleme süresinde fazla günah işlemeyelim bir süre konuşmayalım hemde annen gil hakkında ilerde bir artniyet oluşmasın diye ara verelim dedim. Tabi ki iki gün sürdü ayrılığımız. Aradan bir ay daha geçti. O beni daha çok arıyordu biraz soğuk davranıyordum, evlendikten sonra yaşarız her şeyi diyordum, o da mantıklı buluyordu. Ayrı şehirlerde olduğumuz için telefonla görüşüyorduk bir kaç kere ancak yanına gittim. Durduk yere biz ayrı dünyaların insanlarız sen kendi dünyanda yaşıyorsun demeye başladı, ayrılalım dedi. Anlam veremedim, kısa bir konuşmadan sonra zorlamak gereksiz geldi zorla güzellik olmaz diye ayrıldık.
Geçen bir yılda o kadar çok hayatımı ona göre planlamışım ki yanlış olan hiçbir şey yoktu. iki defa yanına gidip konuştum o kadar ikna etmeye çalıştım ama vazgeçmiyor. İsteyenleri vardı, dedim insanlık hali birisine gönlünü vermişsindir aile baskısı falan olmuştur, yok öyle bir şey diyor. Bir daha görüşmeyelim dedi ve bitti. Bu süreç yirmi gün sürdü. Şimdi onbeş gündür konuşmuyoruz ben aramayı çok istiyorum ama arıyamıyorum, kimseyi rahatsız etmeye hakkım yok diye düşünüyorum. Evet dostlar ne yapmam hakkında hiç bir fikrim yok, bana bir yol gösterirseniz sevinirim.
Akıl akıldan üstün demişler bana da biryol gösteren olur diye yazıyorum. Ben otuzaltı yaşındayım. Yıllardır kendi başıma yaşıyan meslek icabı (belgesel sinema) çok gezip rahat yaşayan birisiydim. Evlilik gibi düşünceler çok uzak gelirdi. İkibuçuk yıl önce bir rahatsızlık ( kanser) geçirdim. Ne güzel fazla yaşlanmadan gitcez demiştim. Hastalığı tam da atlattım derken uzaktan bir akrabayla tanıştım, görevi icabı bir süre bizimkilerde kalmıştı, o da bekardı. Çalıştığı ve yaşadığı şehre geri döndü. İlk başlarda normal konuşmalar olurken üç ay sonra felan evlilikten konuşmaya başladık bir anda kendimi evlilik düşüncesinin içinde buldum.
Gayet iyi anlaşıyorduk. Artık evlenmenin zamanı gelmiş hayat görüşlerimizin uyuştuğu dini temellere uygun bir evlilik yapmak düşüncesindeydik. Annesine açtı konuyu karşı çıkmışlar, önemli değil zamanla düzelir diye geçiştirdim. Hak verdim aslında sonuçta insanlar kanser değince bir uzak durmaya çalışıyorlar, soğuk geliyor ölümün yüzü herhalde. Tabi ki benimde kimsenin hayatını karatmaya hakkım yok diye düşünerek doktorlarla danıştım, sen hastalığı atlattın bir süre daha kontroller devam edecek evlenebilirsin bir sorun olmaz dediler. Kendisi de sağlık çalışanı olduğu için sonuçları benden daha iyi biliyordu. Bende bu bekleme süresinde fazla günah işlemeyelim bir süre konuşmayalım hemde annen gil hakkında ilerde bir artniyet oluşmasın diye ara verelim dedim. Tabi ki iki gün sürdü ayrılığımız. Aradan bir ay daha geçti. O beni daha çok arıyordu biraz soğuk davranıyordum, evlendikten sonra yaşarız her şeyi diyordum, o da mantıklı buluyordu. Ayrı şehirlerde olduğumuz için telefonla görüşüyorduk bir kaç kere ancak yanına gittim. Durduk yere biz ayrı dünyaların insanlarız sen kendi dünyanda yaşıyorsun demeye başladı, ayrılalım dedi. Anlam veremedim, kısa bir konuşmadan sonra zorlamak gereksiz geldi zorla güzellik olmaz diye ayrıldık.
Geçen bir yılda o kadar çok hayatımı ona göre planlamışım ki yanlış olan hiçbir şey yoktu. iki defa yanına gidip konuştum o kadar ikna etmeye çalıştım ama vazgeçmiyor. İsteyenleri vardı, dedim insanlık hali birisine gönlünü vermişsindir aile baskısı falan olmuştur, yok öyle bir şey diyor. Bir daha görüşmeyelim dedi ve bitti. Bu süreç yirmi gün sürdü. Şimdi onbeş gündür konuşmuyoruz ben aramayı çok istiyorum ama arıyamıyorum, kimseyi rahatsız etmeye hakkım yok diye düşünüyorum. Evet dostlar ne yapmam hakkında hiç bir fikrim yok, bana bir yol gösterirseniz sevinirim.