Bitmek Bilmeyen Platonik Aşk

T

TheBanneredMare

Kayıtsız
Misafir
Yaşım 30. Bir kızı çok seviyorum. Aklımdan 4 yıldır hiç çıkmıyor. Açılmaya çalıştım fakat bana karşı ilgisi yok. Hayattan o kadar bıktım ki artık sürekli ölümü düşünüyorum. Bu 4 yıllık süreçte karşıma daha iyi ve güzel birçok kız çıktı. Ama hiçbiri umrumda olmadı. Adeta bir lanet gibi sürekli o aklımda. Unutmaya çalışıyorum fakat hiçbir türlü unutamıyorum. Ölmeyi o kadar çok istiyorum ki bir bilseniz. Gözü karartıp görücü usulü biriyle evlensem karşıdaki kıza yazık olacak. Sevmediğim biriyle evlenmiş olacağım. İçimde ona karşı en ufak bir sevgi olmayacak. Ne yapacağım bilmiyorum. Ömrüm bitene kadar böyle mi yaşayacağım? 4 yıldır sürekli dua ediyorum fakat artık dualarım erkenden ölmek üzerine olmaya başladı. Psikologların bir faydası yok. Tatil, spor, başka hobiler falan hiçbirisi işe yaramıyor. Geceleri onu düşünmekten çok az uyuyabiliyorum. Kafayı yiyeceğim sanırım. Bir çözümü de yok görünüyor. Benim için dua eder misiniz arkadaşlar?
 

Kayıtlıüye

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Temmuz 2019
Mesajlar
197
Tepkime puanı
73
Konum
Hatay
Hiç bir şey zamanından önce olmuyor hayatta. Allah takdir ettiği zaman gelince ancak o zaman unutabilirsin bir kişiyi ancak. Bazı insanlar belirli bir kişiyi daha uzun sürede unutamıyabiliyor. Bazısı hayat boyu sürer. Benimde aklımdan çıkmayan kişi var ama 16 yıldır unutamadım bende. Hangi vesile ile tanımadan önceki halimize tekrar dönüp yani normal insan oluruz bilinmez. Herhalde takıntı yada vesvese gibi bir şey var bu konuya etki eden,tam olarak açıklamasını bilmiyorum. Bir vesile ile mesala bir yaptığın hayır ile tekrar normal düşünmeye başlayabilirsin. Olur yada olmaz ancak Allah bilir bunu.Duam bu durumda olanlara: " Es-selâm ismi ile Allah tüm sıkıntıda olanları selamete çıkarsın ve hakkımızda hayırlısı olsun.Amin." Ölümü temenni etmemek lazım ayrıca. Belki ahirete yetecek amelimiz yoktur. Belki henüz cennete girecek ameli işlememişizdir. Aklından çıkmayan şeyler olursa,zorla aklından çıkarmak için uğraşma. Boş durmayıp bir iş ile ,bir uğraş ile meşgul ol. Yani aklından çıkmayan şeyleri hayatının merkezine alma. O bir tarafta dursun,sen başka işlerle meşgul ol.
 

VOYAGER

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
8 Şubat 2024
Mesajlar
35
Tepkime puanı
3
Muhterem misafir, bir çözümü var! Sizin gibiler için dua etmeye de bence hiç gerek yok. Allah (C.C.) bu yaşadığımız hayat denilen oyunu kurgulayıp tasarladı. (Bunu ben demiyorum, Kendisi öyle buyurmuştur. Bakınız : "Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve oyundan ibarettir."-Ankebut Suresi, 64. âyet) Kısacası Allah, insan suretlerini yâni vücutlarını iki farklı şekilde tasarladı ve böylelikle cinsiyet rollerinin altyapısını oluşturmuş oldu.

Allah, insanların bir araya gelmesi, çoğalması ve insan türünün devamını sağlamak için, iki insan sureti olan erkek ve kadın ile, bunların cinsiyet rollerini en baştan tanımladı ve tasarladı. Bunun gerçekleşmesi için de, aralarında sevda veya aşk olarak bilinen birbirinden hoşlanma, beğenme düşüncelerinin ortaya çıkması için birçok ayrıntılar yarattı. Meselâ kadın vücuduna ince ses özelliğini, erkek vücuduna ise daha kalın bir ses özelliği verdi ve kadın sesini ve suretini, erkek suretine deyim yerindeyse sevimli kıldı.

Allah, erkek kişiler ile kadın kişilerin birbirlerine olan ilgisini kalıcı hâle getirmek içinse, cinsî münasebet hazzını yaratmaktadır ama ilk baştan hemen belirtmek gerekir ki, cinsî münasebet kesinlikle ve kesinlikle insanların hayatta kalmak için yerine getirmek zorunda olduğu bir fiil değildir. Zorunlu olan hayatî fiiller şunlardır: solunum, beslenme, sindirim, dolaşım, boşaltım ve uyku. (Bunları gerçekleştiremeyen bir kişi bildiğiniz gibi ölür.)

Evlilik ve aile kurumunun ortaya çıkmasının sebebi, insanların bu hayatta, işbirliği ve işbölümü ile hayatta kalabileceklerini yâni toplum olarak yaşamaları gerektiğini anlamış akıllı canlılar olması ve medenî hukuk ile miras hukukunun da bunu mecbur kılmasıdır. Aile kurumunun devam etmesini sağlayan en önemli sebep, erkek ve kadının birbirlerine cinsiyet rolleri gereği ilgi duymaları ve onlara âdeta bir teşvik ödülü olarak cinsî haz verilmesidir ama cinsî münasebet fiili, yukarıda belirtilen 6 adet zorunlu hayatî fiilden biri değildir, sadece öğrenilmiş cinsiyet rolleri gereği ortaya çıkan eski tabirle nefsanî bir istekten ibarettir! O olmasa da, o olmazsa da bir erkek veya kadın ölmez, yâni hayatta kalabilir! Bir erkek veya kadın, illâ ki seveceği bir kadın veya erkek bulup onunla sevda yaşamak zorunda değildir. Allah'ın böyle bir emri yoktur! Siz önce bunu anlamalısınız! (Yakınlarınızın "E hadi artık, birini bul." dayatmalarını kabul etme mecburiyetiniz aslında kesinlikle yoktur. İnsanların evlenmeleri hayatlarını genellikle kolaylaştırdığı için mantıklı bir seçim olabilir ama mutlaka yerine getirmeleri gereken bir farz değildir.)

Esasen sevda yâni aşk, erkek ve kadın kişilerin hoşlarına giden ve gerçek zannettikleri bir tür oyundan başka birşey değildir, yukarıda belirtilen âyetten çıkartılabileceği gibi! Sevdanın yâni aşkın aslında bir tür oyun olduğunu anlayıp bu oyundan çıkmayı düşünecek cesareti eğer gösterebilirseniz, olayı çözmüşsünüz demektir. Bu oyunu çoktan terketmiş ve yanına şu an dünyadaki en güzel ve alımlı, en çekici kadınlar gelse ve kendisine eş olmak istediğini söylese dönüp bakmadan gülüp geçecek ve yoluna devam edecek erkek kişiler var mıdır derseniz, "evet vardır ama çok çok az ve hatta belki sayılı da olsa vardır" derim. Bir tane örnek gösterin deseniz yaklaşık 786 yıl önce dünya gelmiş olan derviş Yunus Emre iyi bir örnektir. Bazı kaynaklara göre hocası Taptuk Emre, kendi öz kızı Bacım Sultan'ı çok sevdiği talebesi Yunus ile nikahlamıştır ama Yunus ona el sürmemiştir, oysa Yunus gayet sağlıklı bir erkek kişidir. Neden acaba derseniz benim yorumum, derviş Yunus'un olayı, çok muhtemelen yukarıda anlattığım şekilde çözmüş olmasıdır. Sizin de olayı çözebilmeniz için Allah'a dua edilebilir ama o kıza vâsıl olmanız için dua etmeye bence kesinlikle değmez. (Eğer yazdıklarımı tamamen anlayacak olursanız kendinize bile gülersiniz, inşallah.)

"Görüşlerinize katılmıyorum ve ben sevda oyununu terk etmek istemiyorum" diyorsanız o zaman size şarkıcı Çelik'in meşhur bir şarkısındaki şu sözü değerlendirmenizi önerebilirim: "Ne sanıyor bu kız kendini-Elimi sallasam, ellisi."

Hürmetler.
 

ÖmerZ

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Aralık 2023
Mesajlar
34
Tepkime puanı
18
Yaşım 30. Bir kızı çok seviyorum. Aklımdan 4 yıldır hiç çıkmıyor. Açılmaya çalıştım fakat bana karşı ilgisi yok. Hayattan o kadar bıktım ki artık sürekli ölümü düşünüyorum. Bu 4 yıllık süreçte karşıma daha iyi ve güzel birçok kız çıktı. Ama hiçbiri umrumda olmadı. Adeta bir lanet gibi sürekli o aklımda. Unutmaya çalışıyorum fakat hiçbir türlü unutamıyorum. Ölmeyi o kadar çok istiyorum ki bir bilseniz. Gözü karartıp görücü usulü biriyle evlensem karşıdaki kıza yazık olacak. Sevmediğim biriyle evlenmiş olacağım. İçimde ona karşı en ufak bir sevgi olmayacak. Ne yapacağım bilmiyorum. Ömrüm bitene kadar böyle mi yaşayacağım? 4 yıldır sürekli dua ediyorum fakat artık dualarım erkenden ölmek üzerine olmaya başladı. Psikologların bir faydası yok. Tatil, spor, başka hobiler falan hiçbirisi işe yaramıyor. Geceleri onu düşünmekten çok az uyuyabiliyorum. Kafayı yiyeceğim sanırım. Bir çözümü de yok görünüyor. Benim için dua eder misiniz arkadaşlar?
Prof Dr. Nevzat Tarhan şöyle der kitabında: "Görünmeyen gerçeklere inanma kavramını ilk defa ortaya atan, Platon olmuştur. "Platonik aşk" tabirinin kullanılması, soyuta inanılması gerektiğini söyleyen ve imajinasyonlardan bahseden ilk kişinin Platon olmasından ileri gelmektedir."

Görünmeyen gerçeklere inanmaya çalışmamalısın, olmayacak şeyleri hayal edip, sürekli düşünmemelisin.

Seni hiç düşünmeyen, senin farkında bile olmayan birisi için kendinden hele ki hayatından vazgeçmemelisin. Hoşça bak zatına kim zübde-i âlemsin sen. Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen. Kainatın özeti olduğunu, muhatap kabul edildiğini, adam yerine konduğunu sakın unutma. Kendi kıymetini sen zayii etmezsen, veren almaz. Rabbine kulluk ederek, Rabbini zikrederek kıymetini arttır. Elbet seni sevecek ve senin de seveceğin birisi karşına çıkacaktır.

Rabbim yardımcın olsun.
 
T

TheBanneredMare

Kayıtsız
Misafir
Konuyu açalı 1 aydan fazla olmuş. Ne kadar çabalasam da olmuyor. Aklımdan asla çıkmıyor. Rüyalarımda bile peş peşe onu görüyorum. Ne yapacağım onu da bilmiyorum. Başka bir kızla tanışmak, görüşmek aklımın ucundan bile geçmiyor. Fiziki yönden beğensem bile sevmediğim başka bir kızla neden evleneyim ki zaten. Ona da yazık.
 

VOYAGER

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
8 Şubat 2024
Mesajlar
35
Tepkime puanı
3
Size verilen cevapları tekrar tekrar okuyun. Özellikle bu işin gerçek zannedilen bir tür oyun olduğunu anlarsanız yâni erkek ve kadın kelimesi ile anlatılan insan suretlerinin bu güzel oyun için gerekli olduğunu anlarsanız oyuna takılmamayı da çözebilirsiniz. Bu düşünce ve anlayış seviyeye çıkabilmenizi Allah'tan niyaz ederim.
 

Beyza1221

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
1 Haziran 2023
Mesajlar
25
Tepkime puanı
9
Yaş
23
Konuyu açalı 1 aydan fazla olmuş. Ne kadar çabalasam da olmuyor. Aklımdan asla çıkmıyor. Rüyalarımda bile peş peşe onu görüyorum. Ne yapacağım onu da bilmiyorum. Başka bir kızla tanışmak, görüşmek aklımın ucundan bile geçmiyor. Fiziki yönden beğensem bile sevmediğim başka bir kızla neden evleneyim ki zaten. Ona da yazık.
Allah'ın selamı üzerine olsun güzel kardeş. Böyle körü körüne aşkların altında psikolojik başka nedenler yatar genelde, mesela kendinizi yeterince sevmiyorsunuzdur, veya hayatta mutluluk kaynağı olarak başkalarının sevgisini uygun görüyorsunuzdur. Bakış açınızı değiştirin, mutluluk ve sevgi kaynağı olarak Allah'ın rızasını ve sevgisini gözetin, dini Kur'an'dan öğrenin, başka kaynaklara takılmayın. Şeytan sizi bir nevi tuzağa düşürmüş, o kızı gözünüzde ilahlaştırmış, kalbinizin merkezine oturtmuş, kalbin merkezinde yalnızca Allah olması gerektiğini bilin. Siz kendi kendinizi sokmuşsunuz bu döngüye, yine kendiniz çıkabilirsiniz.
 
T

TheBanneredMare

Kayıtsız
Misafir
Ne yapmamı tavsiye edersiniz peki? Ömür boyu bekar mı kalayım yoksa sevmediğim biriyle mantık evliliği mi yapayım?
 

VOYAGER

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
8 Şubat 2024
Mesajlar
35
Tepkime puanı
3
Ne yapmamı tavsiye edersiniz peki? Ömür boyu bekar mı kalayım yoksa sevmediğim biriyle mantık evliliği mi yapayım?

Yaşınız 30 olduğu için belki evlenmekte geciktiğinizi ve birşeylerin elinizden gidiyor olabileceğini zannediyorsunuz ve evli kişilerin mutlu olduğunu zannederek üzülüyorsunuz ama kesinlikle yanılıyorsunuz. Çünkü evli olmak bir kazanç gibi gözükse de kayıpları belki daha fazladır. ("Nikahın Âfetleri" yazısını okuyunuz.)

Her ne kadar Peygamber Efendimizin (S.A.V.) bir sünneti olsa da, evlenmek herkese farz değildir. Esasen evlilik, ayrıntılı olarak #3 numaralı mesajda belirttiğim gibi ve #6 numaralı mesajda kısaca hatırlattığım gibi bir tür oyuna benzetilebilir. (En'am Sûresi 32. Âyet ve Ankebut Sûresi 64. Âyet ile bu sonuca varılabilir.) Eğer insanın aslının onun sûreti yâni vücudu değil de, rûhu olduğunu anlayacak olursanız ki, meşhur "Allah sizin suretlerinize değil niyet ve amellerinize bakar." hadisinden de bu sonuca varılabilir, o zaman işiniz kolaylaşır ve isteğinizin boş ve gereksiz olduğunu görürsünüz. Fakat siz henüz evliliğin zarurî bir ihtiyaç değil de, sadece ve sadece bir istek olduğunu maalesef anlayamadığınız için kısır döngünüzden çıkamıyorsunuz. (Cinsî ihtiyaç diye bir ihtiyaç aslında yoktur, ona gerçekte cinsî istek denilmelidir ve ihtiyaç ile istek aynı şey değildir. Bir isteği gidermezseniz ölmezsiniz!) Toplumun bunu anlaması da hemen hemen imkânsız olduğu için tam da beklendiği gibi sıradan bir erkek birey tepkisi veriyorsunuz. Aklı başında büyükleriniz de size muhtemelen "vakti zamanı gelince kısmetse olur" tesellisi veriyordur. Bahsettiğiniz hanımdan vazgeçmeniz sizin kaybınız değil belki de kazancınız bile olabilir. Allah idrakinizi artırsın.
 
T

TheBanneredMare

Kayıtsız
Misafir
Yaşınız 30 olduğu için belki evlenmekte geciktiğinizi ve birşeylerin elinizden gidiyor olabileceğini zannediyorsunuz ve evli kişilerin mutlu olduğunu zannederek üzülüyorsunuz ama kesinlikle yanılıyorsunuz. Çünkü evli olmak bir kazanç gibi gözükse de kayıpları belki daha fazladır. ("Nikahın Âfetleri" yazısını okuyunuz.)

Her ne kadar Peygamber Efendimizin (S.A.V.) bir sünneti olsa da, evlenmek herkese farz değildir. Esasen evlilik, ayrıntılı olarak #3 numaralı mesajda belirttiğim gibi ve #6 numaralı mesajda kısaca hatırlattığım gibi bir tür oyuna benzetilebilir. (En'am Sûresi 32. Âyet ve Ankebut Sûresi 64. Âyet ile bu sonuca varılabilir.) Eğer insanın aslının onun sûreti yâni vücudu değil de, rûhu olduğunu anlayacak olursanız ki, meşhur "Allah sizin suretlerinize değil niyet ve amellerinize bakar." hadisinden de bu sonuca varılabilir, o zaman işiniz kolaylaşır ve isteğinizin boş ve gereksiz olduğunu görürsünüz. Fakat siz henüz evliliğin zarurî bir ihtiyaç değil de, sadece ve sadece bir istek olduğunu maalesef anlayamadığınız için kısır döngünüzden çıkamıyorsunuz. (Cinsî ihtiyaç diye bir ihtiyaç aslında yoktur, ona gerçekte cinsî istek denilmelidir ve ihtiyaç ile istek aynı şey değildir. Bir isteği gidermezseniz ölmezsiniz!) Toplumun bunu anlaması da hemen hemen imkânsız olduğu için tam da beklendiği gibi sıradan bir erkek birey tepkisi veriyorsunuz. Aklı başında büyükleriniz de size muhtemelen "vakti zamanı gelince kısmetse olur" tesellisi veriyordur. Bahsettiğiniz hanımdan vazgeçmeniz sizin kaybınız değil belki de kazancınız bile olabilir. Allah idrakinizi artırsın.
Sırf evlenmek için evlenmek, yani mantık evliliği yapmak yerine ömür boyu bekar kalayım o zaman. Tek sıkıntı ise istimna, göz zinası gibi günahlara bulaşmam. Yapacak bir şey yok, böyle devam.
 

VOYAGER

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
8 Şubat 2024
Mesajlar
35
Tepkime puanı
3
Sırf evlenmek için evlenmek, yani mantık evliliği yapmak yerine ömür boyu bekar kalayım o zaman. Tek sıkıntı ise istimna, göz zinası gibi günahlara bulaşmam. Yapacak bir şey yok, böyle devam.

Elbette sıradan herkes gibi, insanların evlenmeleri gerektiğini düşünmektesiniz. Bu görüş çok büyük oranda akla uygundur ve insan medeniyetinin devamı için gereklidir de. Fakat eğer erkek ve kadın cinsiyet rollerinin Allah tarafından kurgulandığı ve bu rollere göre erkek ve kadın anatomik bedenlerinin tasarlanıp yaratıldığı görüşünü anlamış olsaydınız, erkek ve kadın aşkının tamamen gerçek gibi görünen bir tür oyun olduğunu anlardınız. Fakat anlayabilen neredeyse pek olmadığı için oyun devam ediyor ve ne erkekler ne de kadınlar zaten bir oyunda olduklarını bilmedikleri için öğrenilmiş cinsiyet rollerinin gereğini yerine getiriyorlar ve aşkın gerçek olduğunu zannediyorlar. İnsan medeniyetinin devam etmesi için aslında böyle de olması gerekiyor fakat bunu herkesin anlaması ve kabul etmesi hem imkânsızdır hem de gereksizdir. Aksi halde evlilik kurumu meydana gelemeyecekti ve insan medeniyeti devam edemeyecekti. Allah (C.C.) insan türünün mevcut toplum yapısını ve medeniyetini kurabilmesi için hayatı, iki biyolojik cinsiyete dayalı olarak akla en uygun olacak şekilde böyle kurgulayıp tasarlamıştır.

"İnsanlar, erkek ve kadın denilen iki cinse ayrılırlar." cümlesi hemen herkesin doğru kabûl ettiği bir cümledir fakat aslında "İnsan vücutları, erkek ve kadın denilen iki cinse ayrılırlar." cümlesi asıl doğru olan cümledir. İnsan bireyler kişiliklerini, vücutlarına verilmiş olan cinsiyet rollerini çocukluk çağından itibaren öğrenerek onun üzerine inşa ederler ve o cinsiyet rolüne göre hayat sürerler. Fakat erkek veya kadın bireylerin Allah indinde muhatap alınan ayırt edici özellikleri onların biyolojik cinsiyetlerinin ne olduğu değil, onların niyetleri ve amelleridir, yâni ruh da denilen bireysel kişilikleridir. İnsanın vücudunun onun sureti olduğunu ve insanın aslının onun ruhu olduğunu #9 numaralı mesajda belirtmiştim. Siz işte burayı anlarsanız insanlara artık erkek veya kadın olarak değil sadece insan olarak bakmayı öğrenmişsiniz demektir. O vakit insanın ruhunun ve vücudunun aynı varlık olmadığını ve erkek ile kadın aşkının aslında bir tür oyun olduğunu anlardınız. Dolayısıyla cinsî ihtiyaç diye bir kavramın olamayacağını, sadece öğrenilmiş cinsiyet rolleri gereği cinsî isteğin ortaya çıktığını ve bunun evliliğin temel gerekçesi olduğunu anlayacağınız için zaten zinâ çeşidi günahları anlamsız ve gereksiz bulacaktınız. Cinsî isteği karşılama arayışının kesinlikle biyolojik bir zorunluluk olmadığını onun nefsin bir heva ve hevesi olduğunu ve o olmasa da veya olmazsa da insanın yaşayabileceğini, ondan vazgeçilirse hiç de birşey kaybedilmiş olmayacağını önemle vurgulamak isterim. Açıkladıklarımı hazmetmek ve kabul etmek çabuk ve kolay olmasa da meselenin çözümü budur düşüncesindeyim.
 

omer_ömer

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
22 Mart 2024
Mesajlar
76
Tepkime puanı
3
AŞK..?

Gerçekte aşk nedir bilir misiniz.?

Aşk, bizleri yoktan var eden, bütün alemleri ve bu alemler içerisindekileri yaratan, yarattıklarına, imanlı, imansız, kafir, münafık, samimi, sadakatli, günahkar, tövbekar, hayvan, insan ayrımı yapmadan, sonsuz rahmet, merhamet, lütuf ve ihsanda bulunan, Hz. Allah 'a karşı duyulan muhabbetin adıdır, Aşk..!

Aşk..! Bizi yaratanı bildiğimiz kadar, onun emir ve yasaklarına uyduğumuz kadar, O 'na verdiğimiz değerin ifadesidir, göstergesidir Aşk..!. O 'na hayranlık duymaktır, Aşk..! Sadakattir, samimiyettir, O 'nu incitmekten korkmaktır, Aşk..!

Aşk mana itibariyle ilahidir. Mecazi aşk olmaz. Mecazi olan istektir, arzudur. Nefsin ihtiyacıdır. Mecazi aşk özlemini duyduğu o nesneye vuslatla biter.

İlahi aşk ise yakınlıkla artar. Vuslat ilahi aşkın sonu değildir. Aşkı ilahinin tecellisi nefsin hazzının dışında, ruhun gıdası, yaratılışın sebebi hikmetidir Aşk..!

Mecnun, Leyla, Leyla derken Mevla 'yı buldu. Sonrasında ise Leyla ona bir şey ifade etmez oldu.

Hayat kurmayı düşündüğünüz kimsede, Allah inancı ve korkusu, Peygamber sevgisi ve iman var mı, ona bakmalısınız. Bu hasletleri barındıran kimse, aradığınız şeyi size verecektir. Tabii bu hasletlerin sizdeki durumu daha da önemli. Kul Allah 'a nasıl bakar ise, Allah da kuluna öyle bakar denilir. İhmal eden, ihmal edilir. Değer veren de değer görür.

Sanırım bu çerçevede bakmaya çalışırsanız, Aşk dediğiniz duygunun manasını anlamış olursunuz..
 
T

TheBanneredMare

Kayıtsız
Misafir
Ben ölene kadar bekar kalmaya kararımı verdim. Ya o ya hiç. Sırf evde kalmaktan korkup da hiç sevmediğim birini bulup mantık evliliği yapacağıma bekar kalırım daha iyi. Ömrüm uzun olmasa bari.
 

omer_ömer

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
22 Mart 2024
Mesajlar
76
Tepkime puanı
3
İşte hep dilimizin cezasını çekiyoruz.

Bir kişiye şartlanıp, bütün alemi yok saymak..! Şayet yapa bilirseniz size şunu tavsiye ederim.. Kimseden akıl danışmayın ve..!

İstihare yapın, Hz. Allah 'a sorun.

Bu kimsenin sizin hakkınızda, hayırlı olup, olmayacağını, samimi olarak sorun, size cevap verilecektir.
 
T

TheBanneredMare

Kayıtsız
Misafir
İşte hep dilimizin cezasını çekiyoruz.

Bir kişiye şartlanıp, bütün alemi yok saymak..! Şayet yapa bilirseniz size şunu tavsiye ederim.. Kimseden akıl danışmayın ve..!

İstihare yapın, Hz. Allah 'a sorun.

Bu kimsenin sizin hakkınızda, hayırlı olup, olmayacağını, samimi olarak sorun, size cevap verilecektir.
Benim bildiğim tereddütte kalınma durumunda istihare yapılır. Nureddin YILDIZ’ın web sitesinde de öyle denilmiş:
“İstihare gönle aşk ateşi düştükten sonra yapılmaz. Kişi evlenmeyi düşündüğü kimseyle ilgili tereddütleri olduğunda istihare yapılır. Size hayırsız olduğu söylense ne yapacaksınız, vazgeçecek misiniz?”
Yani görücü usulü biri bana tavsiye edilseydi ve şüphelerim olsaydı o zaman istihare yapabilirdim fakat şu anki durumum farklı.
 

omer_ömer

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
22 Mart 2024
Mesajlar
76
Tepkime puanı
3
Ölümü dileyecek kadar bir sevgiden bahsettiğiniz için istihare önerdim. Belki de ileride bu beraberliğin olmadığı için Allah 'a binlerce kez teşekkür edeceksiniz, belli mi.? Ama, hiç bir sevda Allah 'a karşı duyulan sevgi kadar değerli ve kıymetli değildir.

Çünkü, uzun yıllar arkadaşlığı sürdürüp, evliliğin ilk aylarında mahkemede sonuçlanan nice sevgiler gördük. Zaten iki insanın birbirine karşı hissettiği arzunun adı aşk olsaydı, bu beraberliklerde, kavga, gürültü, geçimsizlik, boşanmalar olmazdı..

Bizlerin yorumlarını sizin sevdanıza bir eleştiri olarak değil, birilerinin sesli düşünceleri olarak alırsanız, incinme ve kırılmalara sebebiyet vermemiş olursunuz, oluruz. Allah gönlünüze göresini amma hakkınızda hayırlısını versin.
 
T

TheBanneredMare

Kayıtsız
Misafir
Yapamıyorum, olmuyor maalesef. Hergün üst üste rüyalarımda onu görüyorum. Sanırım sürekli dualarda da onu andığım için hiç unutamıyorum. Zaten unutmak da istemiyorum. Neyse yapacak bir şey yok. Bu da bir imtihan sonuçta. Ömrün yarısı gitti zaten. Yaş 40’lara dayanınca unuturum illaki. Başka kızlara alıcı gözüyle bakayım diyorum fakat içinde en ufak kıpırtı yok. Başka kızlarla evlenmeyi bırakın arkadaş olmak, hatta iletişim kurmak dahi istemiyorum. Bu yüzden bekar kalacağım. Cevaplar için teşekkürler. Her derdin de çaresi yok sonuçta. Burası dünya.
 
Üst Alt