Fal baktıranın namazı kabul olmaz mı?

mihri

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
26 Haziran 2013
Mesajlar
62
Tepkime puanı
0
Selamünaleyküm.Ben yazın fal baktırmıştım.Merakıma yenildim Çünkü hayatta bazen öyle durumlar oluyor ki...Neyse ben fal baktırdıktan sonra kırk gün namazın kabul olmayacağını öğrendim.Fal baktırmadan namazımı kılıyordum sonra kılmamaya başladım.O günden sonra bir daha başlayamadım.İmanımı kuvvetlendirmek istiyorum ben çöküntü içindeyim.Bazen öyle zamanlar oluyor ki ALLAH'a dua edemiyorum çünkü ben hiç bir şey yapmıyorum.Yardım ederseniz sevinirim.ALLAH RAZI OLSUN.utngc..
 

ozkn

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Ocak 2014
Mesajlar
206
Tepkime puanı
1
Fal baktırmak

"Kim bir kâhine gider, dediklerini doğrularsa; şüphesiz ki Muhammed'e indirilmiş olanı inkâr etmiş olur." (Ebû Dâvûd, Tıb, hadis no: 3904).

Ben bu konuyu şöyle biliyorum hatam varsa Allah affeder inşaAllah: fala baktırıp sonra evet diye tastik etmek kastediliyor sanırım. Birisi fincanımı alıp falıma baksa ben de tastiklemeden dinlesem sonra çekip gitsem ne olur? Allahu Teala bilir.

Tövbe etmek hatanızı günahınızı kesip atar. Bir yazı buldum çok güzel anlatmış:

"-Tövbe eden, hiç günah işlememiş gibidir. -Sahi mi? Yani, sayısız günahlar işlediğim halde, hiç günah işlememiş sayılacağım öyle mi? -Tövbe eden, hiç günah işlememiş gibidir. -Ciddi misiniz? Oysa, bana kalsaydı, ben kendimi bile bu kadar kolay affedemezdim. Dostlarımdan bile öyleleri var ki, bir hata ettim diye beni defterden sildiler. Artık görüşmüyorlar. Ben de çoğu arkadaşıma ilk hatasını görür görmez küstüm. Hiç hata etmemişler gibi davranmam çok zor onlara. Oysa siz... -Tövbe eden, hiç günah işlememiş gibidir. -Daha önce tövbe etmediğim günahlarım da var benim. Özür dilemeyi unuttuğum hatalarım var. Yanlış olduğu halde, yanlışlığını kabullenmediğim bir sürü yanlışım var. -Tövbe eden, hiç günah işlememiş gibidir. -Nasıl yani? İçimde azıcık bir pişmanlık olsa bile, özür dilemiş mi sayılıyorum? Dilime varmayan içimdeki “ah!”lar da tövbe diye mi kabul ediliyor. Yüzümün kızarması da… Öyle mi? -Tövbe eden, hiç günah işlememiş gibidir. -Ben... Şimdi.. Tövbe etsem... Olur mu ki? Yani, şimdi hatırladıklarım için özür dilesem hepsine tövbe mi etmiş olacağım? Hepsinden affedilebilir miyim sahiden? -Tövbe eden, hiç günah işlememiş gibidir. -Doğru ya, “hiç günah işlememiş gibi” diyorsunuz. Hiç günah işlememiş gibi olmak için hepsinin bağışlanmış olması gerekli. Hımm; anladım.Peki, ya yeniden günah işlersem? O zaman sözümden dönmüş olacağım. İyice günaha dalacağım. En iyisi, en sonunu beklemek özür dilemek için.-Tövbe eden, hiç günah işlememiş gibidir. -O günahtan da tövbe edebilirim yani.. Özür dilemek için her zaman fırsatım var demek! Ama neden bu cömertlik? Niye bu kadar bağışlayıcılık? -Tövbe eden, hiç günah işlememiş gibidir. -Sevildiğimi bileyim ha! Hata edebileceğim baştan biliniyordu ama yine de var edildim. Günah işleyeceğim belliydi ama yine de nefes veriliyor bana. Özür dilerim umuduyla.. Her sabah güneş, ben özür dilerim belki diye mi geliyor dünya ufkuna? Yeter ki, özür dileyecek içtenlikte olayım. Huzura geleyim. Günahsızlığıma güvenip huzurdan kaçmamdan ise, günah vesilesiyle de olsa huzura gelmemi iyi bir şey sayıyorsunuz. Boynumu bükmem, mahcup olmam, gözlerimin yaşarması bu kadar mı önemli sizin için? Günahsızlıktan bile önemli ha! -Tövbe eden, hiç günah işlememiş gibidir. -İçimde bir ateş bir ateş ki, hiç sormayın! Yanıyor, yakıyor. Yanıyor, yakıyor. Söner mi, dersiniz? -Tövbe eden, hiç günah işlememiş gibidir. -Hiç günah işlememeye içten niyetlenirsem olur öyle mi? Ama şaşırırsam başka.. Unutsam da yeni imkanlar var önümde. Kredim bitmiyor hemen. Yeter ki o içtenliği bir an hissedeyim. Yani, hiç günahsız bir bebek gibi, hiç hatasız bir dost gibi tatlı bir mahcubiyetle yaşamamı istiyorsunuz. Beyaz bir sayfayı hiç kirletmeme ihtimamını kuşanayım yeter; öyle mi? -Tövbe eden, hiç günah işlememiş gibidir.” -Özür diliyorum Rabbim... Bin özür; milyonlar özür... Çok utanıyorum; çok mahcubum. çok, çok... N’olur, affet beni, affettiğini bildir. Affedildiğimi hissedeyim. Söz veriyorum (veriyorum mu ki?) bir daha asla! Bir daha asla, bir daha asla, bir daha asla, bir daha asla... -Tövbe eden, hiç günah işlememiş gibidir. -Hiç günah işlememiş gibi mi gerçekten... Yani, günah işleyip de affedilmiş bile değil. Sanki hiç işlememiş gibi! Hiç! Hiç! Hiiççç! Affedildim mi şimdi? Yeni baştan adam sayılıyorum ha! Sıfırdan başlıyorum demek! -Tövbe eden, hiç günah işlememiş gibidir. -Hatalarım hiç yüzüme vurulmayacak demek! Hatırlatılmayacak bana. Unutturulacak. Hatırlayıp da utanmayayım diye. Hatırladığım olursa da, içimdeki sızıyla bir daha özür dileyeyim diye. Defterimden de silinecek, hafızamdan da. Hatta, affedildiğimi bile hatırlamayacağım. Ne güzel bir bağışlama bu. Bağışlayan bağışladığını bağışladığına fark ettirmiyor bile."
 
Üst Alt