- Katılım
- 26 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 19,432
- Tepkime puanı
- 185

Gözyaşı bazen Rab'be yöneliş... Bazen af dileme... Bazen acının inci inci dışa vurumu?
Bazen sevincin gözlere yığılması, adeta acının yıkanması, toprağa karışıp yok olması...
Yürekte sevinç fırtınaları koparken, gözlerin mahzunluğu?
Gözyaşı, bir sanattır, hem de üstün bir sanat. Bir sanat ki farkında değil icra edicisi.
Bir sanat ki bilgi, birikim, deneyim gerektirmez, insan olmak yeter şarttır icrası için. Zaten insan olabilmek ve insan kalabilmek en zor sanat değil mi?
Gözyaşı ki duygusallığın değil, duygulu olmanın fıtri neticesidir. Ki duygulu olmak insan olmanın ayırıcı ve üstün vasfıdır.
Gözyaşı ki soyut sıkıntıların şekillenerek sıvı bir hale bürünüp bünyeyi terk etmesidir.
Gözyaşı ki kendimize sırdaş ediniriz, bizi yalnızlıktan kurtarır, bizimle sevinç ve kederlerimizi paylaşır.
Doğru ve özden dökülen gözyaşı, canlara dokunur, feleği ve arşı bile ağlatır.
Akıl ve gönüller, şüphe yok ki arşa mensuptur, hicap içinde olarak arş nurundan doğarlar.
Gözyaşı, bir gönül sızıntısı, ulvi bir titreşimdir...
Alinti.