• Forumda Rüya yorumu YAPILMIYOR! Mesaj göndermeyiniz! Mesajınız silinir!

Hakikat ortaya çıkmadan iman makbul olur mu?

Kayıtlıüye

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Temmuz 2019
Mesajlar
212
Tepkime puanı
78
Konum
Hatay
Hakikat ortaya çıkmadan iman makbul olur mu?Ölüm acısını kişi,ancak ölüm anında anlar. Kabir cehennemi ve cenneti nasıl olur, bunu kabre girince kişi anlar. Mahşer yeri nasıl olur,bunu mahşere gidince kişi anlar. Cennet veya cehennem nasıl olur bunu kişi ilk olarak cehenneme girdiğinde cehennemi,eğer daha sonra cennete girerse cennetin nasıl olduğunu anlar. Fakat bunları dünyada yaşarken görmez ve bilemez tüm detaylarıyla. Hakikat ortaya çıkmadan iman etmek gerekir bu sebeple. Yani ahirette olacakların,bir delili bir kanıtı olmadığı halde ahirete inanmak icap eder. Bu şartla insan iman etmiş sayılır.

“Bilâkis kıyamet, onlara vaad edilen asıl saattir ve o saat daha dehşetli ve daha acıdır.” (Kamer 54/46)

“Ey insanlar! Ölmeden evvel Allah’a tevbe ediniz! Sizi meşgul edecek bir takım sıkıntı ve meşakkatlerle karşılaşmadan evvel, sâlih amellere koşunuz! Allah’ı çok çok zikretmek ve gizli açık bol bol sadaka vermek sûretiyle, O’nun, üzerinizdeki hakkını îfâya gayret ediniz ki rızka nâil olasınız, yardım göresiniz ve ıslâh edilesiniz!” (İbn-i Mâce, İkâme, 78)

“Rabbinizin mağfiretine ve takvâ sahipleri için hazırlanmış olan göklerle yer genişliğindeki cennete koşun!” (Âl-i İmrân 3/133)

Şüphe yok ki görmedikleri halde Rablerinden korkanlaradır yarlıganma ve pek büyük bir mükafat var. Mülk(67/30)

İman; güvenmek demektir:
"ellezine yu'mune"; "O kimseler ki iman ederler(güvenirler)"(Bakara 2/3):

"Müttakîler; Allah’a içten inanır ve güvenir , namazı tam kılar ve kendilerine verdiğimiz nimetleri yerli yerince harcarlar." (Bakara 2/3)
"Ellezine yu'minune bil gaybi"; "Onlar kalpten/içten inanırlar" (Bakara 2/3)
 

omer_ömer

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
22 Mart 2024
Mesajlar
93
Tepkime puanı
5
Hakikat ortaya çıkmadan iman makbul olur mu?
Ölümden önce hakikat ortaya çıkmaz. Hakikat ortaya çıkmışsa, kişi ahirette demektir.

Ortaya çıkmamış olmasına rağmen ayetleri, Hz. Allah 'ın buyurduğu gibi ifade etmez isek, sizin yapmış olduğunuz bu manalandırmalar, paylaşımlardan istifade eden kişiye hakikati, değil, sizin ayetten anladığınız manayı verecektir.

Kullanmanız gereken ifade, Allah 'a içten inanmak değil, ''gaibe inanmak'' şeklinde ifade edilmelidir.

Ayette ;

''Onlar ki gaibe inanıp, namazlarını kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan harcarlar''. (Bakara suresi 3) Buyrulmakta..

Siz nasıl ifade etmişsiniz.?

Allah’a içten inanır ve güvenir , namazı tam kılar ve kendilerine verdiğimiz nimetleri yerli yerince harcarlar.

Gaib : ''Görünmez anlaşılmaz, akıl ve beş duyu ile algılanamaz'' demektir.

Hizmet etme gayretinde olduğunuz açık. Ancak paylaşmış olduğunuz ayette Hz. Allah 'ın buyruğunu yanlış aksettiriyorsunuz.

Yukarıda paylaşmış olduğum ayet meali ile, sizin paylaşmış olduğunuz meal arasındaki farkı fark ettiniz mi.?

Sizin konu başlığını sorma şekliniz ve konuya vermiş olduğunuz cevap bu manada doğru mu.?
Ölüm acısını kişi, ancak ölüm anında anlar. Kabir cehennemi ve cenneti nasıl olur, bunu kabre girince kişi anlar. Mahşer yeri nasıl olur, bunu mahşere gidince kişi anlar. Cennet veya cehennem nasıl olur bunu kişi ilk olarak cehenneme girdiğinde cehennemi eğer daha sonra cennete girerse cennetin nasıl olduğunu anlar. Fakat bunları dünyada yaşarken görmez ve bilemez tüm detaylarıyla. Hakikat ortaya çıkmadan iman etmek gerekir bu sebeple. Yani ahirette olacakların,bir delili bir kanıtı olmadığı halde ahirete inanmak icap eder. Bu şartla insan iman etmiş sayılır.

“Bilâkis kıyamet, onlara vaad edilen asıl saattir ve o saat daha dehşetli ve daha acıdır.” (Kamer 54/46)

“Ey insanlar! Ölmeden evvel Allah’a tevbe ediniz! Sizi meşgul edecek bir takım sıkıntı ve meşakkatlerle karşılaşmadan evvel, sâlih amellere koşunuz! Allah’ı çok çok zikretmek ve gizli açık bol bol sadaka vermek sûretiyle, O’nun, üzerinizdeki hakkını îfâya gayret ediniz ki rızka nâil olasınız, yardım göresiniz ve ıslâh edilesiniz!” (İbn-i Mâce, İkâme, 78)

“Rabbinizin mağfiretine ve takvâ sahipleri için hazırlanmış olan göklerle yer genişliğindeki cennete koşun!” (Âl-i İmrân 3/133)

Şüphe yok ki görmedikleri halde Rablerinden korkanlaradır yarlıganma ve pek büyük bir mükafat var. Mülk(67/30)

İman; güvenmek demektir:
"ellezine yu'mune"; "O kimseler ki iman ederler(güvenirler)"(Bakara 2/3):

"Müttakîler; Allah’a içten inanır ve güvenir , namazı tam kılar ve kendilerine verdiğimiz nimetleri yerli yerince harcarlar." (Bakara 2/3)
"Ellezine yu'minune bil gaybi"; "Onlar kalpten/içten inanırlar" (Bakara 2/3)
Maksadım, eleştirmekten ziyade uyarmaktır. İfadeleri yerli yerinde kullanmak, paylaşım yapan kişinin sorumluluğundadır.

Amentü, işin özü ve aslıdır. Hakikatin ne olduğu, Allah'u alem 'dir. Allah 'tan başka hiç kimse bilemez. Emrolunduğu gibi olmaya gayret ve çaba sarfetmek ise, hakikati bir nebze olsun anlamış sayılmaktır.

Ölmeyen bir kimse cenneti ne bilsin, cehennemi ne bilsin, kabir hayatını ne bilsin.? Kuran okuyan kimse, bilmese de, Allah 'ın Kelamı Kuran 'dan öğrendiği kadarı ile ''gaib 'e'' iman eder.. Bu imanını da yaşantısına aksettirmekle mükelleftir bu kadar.
 
Üst Alt