Helal kazancın önemi

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,016
Tepkime puanı
423
Helal Kazancın Önemi
İnsanoğlunun dünya ve Ahiret huzu-runu kazanması için yerine getirmesi gereken belli başlı prensipler vardır. Bu prensiplerin en önemlilerinden bir tanesi de helâl kazançtır.
İslam’ da helâl kazanç tıpkı ilim gibi farz telakki edilmiş, kişinin hayatını idame ettirebilmesi ve ailesinin nafakasını temin etmek maksadıyla meşru yollardan çalışması, ibadet ölçüsünde kutsal bir davranış olarak kabul edilmiştir.
Peygamber efendimiz helal kazancın önemini bizlere göstermek için kutsal birer makam olan “şehitlik” ve “cihad” vurgusunu hadislerinde şu şekilde dile getirmiştir: “Aile ve çocuklarının geçimini sağlamak için helâl yoldan çalışıp kazanırken ölen kimseler ahiret şehitleridir.” [2] ve “Ailesinin geçimini (helâlden) sağlamak için çalışan, zahmet çeken kimse Allah yolunda cihad eden gibidir.”[3]

Kur’an-ı Kerim’de meşru ölçüler içerisinde yapılacak her türlü alışveriş ve ticaretin helal olduğu bildirilmiştir.[4]
Sevgili peygamberimiz de, “Doğru sözlü ve güvenilir tüccar, (Ahirette) peygamberler, sıddîkler ve şehitlerle beraberdir”[5] buyurarak; müminleri iş ve ticaret hayatlarında dürüst davranmaya ve dolayısıyla helal kazanç duyarlılığına sahip olmaya teşvik etmiştir.
Helal kazanç konusunda Peygamber-lerin hayatlarını incelediğimizde bizler için güzel örnekler sergilediklerini görmekteyiz. Bizlere her yönüyle örnek olan peygamberler kendilerine birer iş, meslek ve sanat edinmeleri, bizler için birer ölçü olmalıdır. Bu yüzden sanatkârlardan tüccarlar Hz. Muhammed’i, marangozlar Hz. Nuh’u, demirciler Hz. Davud’u, terziler Hz. İdris’i, saatçiler de Hz. Yusuf’u, kendilerine pîr ve üstâd edinmişlerdir. İşte bu ve benzeri meslekler helal rızk yollarının kapılarıdır. Bunlar bize aynı zamanda meslek veya sanat sahibi olmanın ehemmiyetini de ifade eder.

Helal kazanç duyarlılığının azalması ise kişinin inancının ve dindarlılığının zayıflaması anlamına gelmektedir. Hz. Peygamber (s.a.v): “İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, o devirde kişi ele geçirdiği malı helalden mi, yoksa haramdan mı kazandığına hiç aldırmayacak”[6] buyurarak bu konuda ümmetini uyarmışlardır. Bu nedenle İslam büyükleri kişinin servetinin kaynağını araştırmamasını ve devamlı olarak Allah’ın gözetimi altında bulunduğunun bilincinde olmamasını iman zayıflığı olarak açıklamışlardır.

“İnsanın nurunu, olgunluğunu artıran lokma, helâl kazanç ile elde edilen lokmadır. Haram lokma ise, kandilimize konunca, kandili söndüren yağa benzer. Sen ona yağ değil su adını koy, çünkü ışığımızı söndürüyor.”[7]

—————————-
Muhammed Emin POLAT
………………………………………
1- Maide, 88
2- İmam Suyuti, Camiu’s-Sağir ve Tercemesi, 2/3-4.
3- Vesâil, c.12, s.43
4- Bakara, 275
5- Tirmizi, Büyû, 4 ; İbn Mâce, Ticârât, 1.
6- Buharî, Buyû, 7 ; Nesai, Buyû, 2
7- Mevlana. Mesnevi.

Abdülkâdir Geylânî Hazretleri buyurur:
“Haram yemek kalbi öldürür (gaflete dûçâr edip hantallaştırır), helâl yemek ise ihyâ eder. Lokma var seni dünya ile, lokma var seni âhiret ile meşgul eder. (Takvâ üzere kazanılan helâl) lokma ise, seni Allah Teâlâ’ya rağbet ettirir.”
 
Üst Alt