Hoşça Bak Zâtına

KUBİLAYŞAHİN

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
19 Kasım 2011
Mesajlar
20
Tepkime puanı
0
Hoşça Bak Zâtına

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Biz insanı en mükemmel sûrette yarattık.” (Tin, 4)
Rasûlullah (sav) bir tavaf esnasında Kâbe’ye hitaben şöyle buyurdular:
“Sen ne kadar temizsin, kokun da ne güzel! Sen ne yücesin, senin hürmetin de ne büyük! Muhammed’in nefsini elinde tutan Zât-ı Zülcelâl’e yemin olsun ki, bir mü’minin Allah katındaki kıymeti, senin kıymetinden daha büyüktür. Mü’minin malının ve kanının hürmeti de böyledir. Biz, mü’minler hakkında sadece hüsn-i zanda bulunuruz.” (İbn-i Mâce, Fiten, 2)
Hz. Mevlânâ’ya göre insan hayâle, düşünceye sığmayacak kadar yüce ve büyüktür. O der ki:
“İnsanın gerçek değerini söylesem, ben de yanarım dünya da! Fakat ne yazık ki insan değerini bilemedi, kendini ucuza sattı. İnsan aslında çok değerli bir atlas kumaş iken kendini hırkaya yama yaptı.” (Mesnevî, c. 3, beyt: 1000-1001)
Mevlânâ Hazretleri rengi, ırkı, kavmi, kabilesi ne olursa olsun bütün insanlara ehemmiyet veriyordu. Ona göre herkesin canı azîzdi, ölümden ya da fitneden kurtarılması gerekirdi. Nitekim darağacına çekilecek bir Rum gencinin üzerine cübbesini atarak ölümden kurtarmıştı. Bir başka sefer de semâ meclisine katılmak isteyen bir sarhoşu itip kakarak horlayanlara: “Şarabı o içmiş, lâkin siz sarhoş olmuşsunuz” ifadeleriyle çıkışmış, sarhoş da olsa insanın horlanmaması gerektiğini, çünkü insanın değerli olduğunu ifade etmek istemişti. (Dr. Murat Kaya, Ebedi Yol Haritası İslam, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Bâkî: Ebedî olan, varlığının sonu olmayan demektir.
Kısa Günün Kârı
Ey in*san, kendi varlığına hoşça bak ki, sen, kâinatın özü*sün; varlıkların gözbebeği olan âdemsin...
Lügatçe
sûret: Biçim, şekil.
hüsn-i zan:
Bir kimsenin veya bir hâdisenin iyiliği hakkındaki vicdâni ve iyi kanaat. İyi fikirde bulunup, iyi olacağını düşünmek.
 

KUBİLAYŞAHİN

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
19 Kasım 2011
Mesajlar
20
Tepkime puanı
0
[FONT=&quot]Sevgide[/FONT][FONT=&quot] [/FONT][FONT=&quot]ölçü[/FONT]


[FONT=&quot]Sual:[/FONT][FONT=&quot] Bir kimsenin, Allah'ı, Resulünü, İslâm âlimlerini ve hocasını sevdiği nasıl anlaşılır?[/FONT]
[FONT=&quot]CEVAP[/FONT]
[FONT=&quot]Allahü teâlânın emirlerine uyup, yasakladıklarından kaçan kimse, Allah'ı seviyor demektir. Onun emir ve yasaklarına riayet etmeyen de sevmiyor demektir. Mesela namaz kılmayan ve diğer ibadetleri yapmayan, içki içen ve diğer haramlardan kaçmayan kimsenin, (Allahü teâlâyı seviyorum) demesi yalan olur.[/FONT]
[FONT=&quot]Diğerlerini sevmek de böyledir. Mesela sünnetlere riayet etmeyen, Resulullah'ın bildirdiklerini yapmayan kimse, onu sevdiğini nasıl iddia edebilir ki?[/FONT]
[FONT=&quot]Hanefî mezhebinin bildirdiği hükümleri beğenmeyen ve o hükümlere uymayan kimsenin, İmam-ı a'zam hazretlerini ve diğer Hanefî imamlarını sevdiğini söylemesinin ne önemi olur? Bir mezhep mensubu olduğu hâlde, diğer mezhepleri hak bilmeyen, ihtiyaç hâlinde onları taklit etmeyen, onların hükümlerini yanlış bilen, o âlimleri[/FONT][FONT=&quot] [/FONT][FONT=&quot]sevdiğini nasıl söyleyebilir ki?[/FONT]
[FONT=&quot]Hocasının bildirdiklerini [/FONT][FONT=&quot]yapmayanın ve onun [/FONT][FONT=&quot]talebelerini sevmeyenin, (Ben hocamı seviyorum) demesi sözden öteye gidemez.[/FONT]
[FONT=&quot]Özetle sevgi için şu beş şart lazımdır:[/FONT]
[FONT=&quot]1- [/FONT][FONT=&quot]İtaat varsa, sevgi var; itaat yoksa sevgi de yoktur.[/FONT]
[FONT=&quot]2-[/FONT][FONT=&quot] Ondan çok bahseder, çok bahsedilmesini de ister. Hatırında hep o vardır, hep onu düşünür. Onu, dil ile, beden ile över. Malını o yolda harcar.[/FONT]
[FONT=&quot]3-[/FONT][FONT=&quot] Her zaman ona dua eder. Onun sıkıntısıyla üzülür, onun sevinciyle sevinir.[/FONT]
[FONT=&quot]4-[/FONT][FONT=&quot] Onu sevenleri sever, onun sevmediklerini sevmez.[/FONT]
[FONT=&quot]5-[/FONT][FONT=&quot] Onun her şeyi sevgili ve güzel görünür. Hattâ sevgilinin köyünün köpekleri, diğer köyün köpeklerinden daha sevgili olmadıkça o sevgide samimiyet yoktur.[/FONT]

[FONT=&quot]Küs durmak[/FONT]
[FONT=&quot]Sual:[/FONT][FONT=&quot] Bazı arkadaşlarla konuşmuyorum, ama hiçbirine kinim, düşmanlığım yok. Konuşunca zararları dokunuyor. Yanlarına gitmekten çekiniyorum. Hiç onlara darılmadan uzak durmam, konuşmamam günah olur mu?[/FONT]
[FONT=&quot]CEVAP[/FONT]
[FONT=&quot]Madem size zararı dokunuyor, kin beslemeden mesafeli durmak günah olmaz. İhtiyaç olmadıkça konuşmamanın da mahzuru olmaz. Ama görüşüldüğü zaman, yine ihtiyaç kadar konuşmalıdır.[/FONT]

[FONT=&quot]Başka sûreye geçmek[/FONT]
[FONT=&quot]Sual: [/FONT][FONT=&quot]Namazda bir sûre veya âyet okurken yanılıp okuyamadığı için başka bir sûreye geçene, secde-i sehv yapması gerekir mi?[/FONT]
[FONT=&quot]CEVAP[/FONT]
[FONT=&quot]Gerekmez. (Hindiyye)[/FONT]
 
Üst Alt