İslamda Gelin Kaynana ilişkisi

Hasret

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
29 Mart 2011
Mesajlar
337
Tepkime puanı
16
gelin kaynana ilişkisi nasıl olmalı islamda kaynana Gelin Kaynana ilişkileri dinimizde gelin kaynana ilişkisi, islamiyette gelin kaynana ilişkisi, gelin ve kayınvalide ilişkisi, hristiyan gelin, gelin kayınvalide ilişkileri hakkında, islamda gelinin hakları, islamda kayınvalide, gelin kaynana ilişkileri,islamda kaynana gelin İslami Boyutta Gelin-Kayınvalide İlişkileri

Evlilik her toplum ve her kültürde bulunan kutsal bir birlikteliktir İnsanlar evlenerek yeni bir hayat, yeni yaşam tarzı ve yeni akrabalar elde ederler.

Bu yeni akrabalarla olan ilişkiler yine kültürlere göre değişmektedir Bizim kültür ve inancımıza göre eşin annesi ve babası, kendi anne ve baba konumundadır Kayınvalideye anne ve kayınbabaya da baba denilir. Bu kültürümüzde böyle olduğu gibi dinimizin ahlaki boyutunda da bu şekildedir, yani evlenmek suretiyle eşimizin anne ve babası bizim anne-babamız olmaktadır.

Kuran’ı Kerim’in ebeveyn hakkında buyurmuş olduğu kurallar onlar içinde geçerlidir, yüce Allah şöyle buyuruyor:

“Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine “of!” bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle.” İsra-23

“Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur (İşte bunun için) önce bana, sonra da ana-babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur Dönüş ancak banadır” Lokman-14

Kuran’ın bu emir ve yasağıyla hepimiz ana babamıza saygılı davranmaya mecbur ve mükellefiz Eğer insanın eşi de aynı sevgi ve saygıyı gösterse ne güzel, fakat göstermese önünü de alamaz Kimse eşinden anne-babasından vazgeçmesini isteyemez, bu çerçevede sözde fedakarlık bekleyemez zira bu fedakarlık değil, Allah’a isyandır. Kuran açıkça anne-babaya itaati emretmekte, Allah’ın emri karşısında, isyana davet edilene, peygamber imam dahi olsa itaat edilemez. Öyleyse “anne-babanı sileceksin, bir daha görüşmeyeceksin, evime adım atamaz” gibi üzücü sözlere uymamak her evladın ilahi vazifesidir.

Velhasıl, eşler birbirlerinin ana babalarını öz ana babaları gibi kabullenmek, onlara saygı göstermek, hizmetlerinde bulunmak zorundadırlar. Bu insani, ahlaki olmanın ötesinde evlatlar için ilahi bir vazifedir Ahirette mükafat veya cezalandırmanın söz konusu olduğu bir yükümlülüktür.

Fakat maalesef, toplumumuzda gelin ve kaynana rolleri çoğu zaman öfke yaratan, kopukluklara neden olan roller olarak gözlenmektedir. Daha iyi gelin –kayınvalide ilişkisi için neler gereklidir? Neden olumsuzluklar yaşanmaktadır? Bu gibi soruların cevaplarını öğrenip ona göre davranmak icab eder.

Şunu hiçbir zaman unutmayalım ki; ferdi, ailevi ve toplumsal tüm sorunlarımızın en büyük nedeni İslam’ı iyice bilmememizden kaynaklanmaktadır yüce Allah’ın dininin her anımız için hükümleri bulunmaktadır, eğer ilişkilerimizde bu hüküm ve tavsiyeleri bilip uygularsak kesinlikle sorunsuz, mutlu bir yaşam süreceğizdir temeli İslam ile yoğrulmuş yuvaların mutsuz olması imkansız. Tabii bu durumda her iki tarafa düşen önemli görev ve sorumluluklar var. Çünkü mutlu aileler anne-baba ve çocuktan oluşmuyor. Eşinin ailesi ile arası açık olan bir aile ferdinin yuvasında çok mutlu olduğu söylenemez. Onun için hem gelin ve hem de kayınvalide sorumluluklarının farkında olmalıdırlar.

İlişkilerde yaşanan bu üzücü tablolar; kendini beğenmişlik, iyi eğitim almama, önyargılı davranma, bencillik, mantıksız taassuplara düşme ve kendi rahatlığına çok önem vermekten kaynaklanmaktadır bu gibi kötü sıfatların gelin yahut kayınvalide de bulunması evliliklerde huzursuzluk ve sorunların kaynağıdır oysa İslam’a göre evlenmenin en büyük hedeflerinden birisi eşlerin psikolojik olarak rahatlığa kavuşmaları ve huzur bulmalarıdır.

Dolayısıyla, öncelikle gelinler kayınvalidelerini öz anneleri gibi görmeli ve kayınvalidelerde gelinlerini öz kızları kabul etmeli, yapacakları her şeyi bu çerçevede değerlendirmelidirler. İslam-i terbiye ile yetişen, erdemli, hoşgörülü ve faziletli gelin-kaynana ilişkisi şöyledir:

Kayınvalide tüm sevgisini göstermeli, fedakar olmalı, çoğu şeyi görmezden gelerek, anlayışlı davranmalıdır. Gelinde , “Aile fertlerine yaptığın her iyilik onlara sadakadır” hadisi gereğince; Kayınvalidelerine sevgi ve hürmette kusur etmezler.

Kayınvalide gelinin baba evinden gelerek, artık o ailenin bir ferdi olduğu bilincinde olmalıdır. Ona Allahın bir emaneti olarak bakmalı, kendi kızının veya bir aile ferdinin kusurlarını örter gibi gelininin de kusurlarını örtmeli.Mümine bir gelinde kayın validesini annesi yerine koyar Onu annesi gibi sever, davranır ve öyle muamele eder.

Kayınvalide gelinen emir vererek konuşmaz, çünkü emir vermenin dinimizde ne kadar kötü bir sıfat olduğunu bilir, daima onunla evladı gibi hoşgörü, güler yüzlü ve rica ile konuşur. Gelinde kendi sorumluluklarının farkındadır, vazifesini dile gelmeden yerine getirir.

Kayınvalide gelinini oğluyla onun arasına giren birisi olarak görmez, çünkü o her ikisinin de yerinin ve sevgisinin farklı olduğunu bilir. Onu bir yabancı gibi görmez aksine çok sever çünkü oğluna mutluluk verendir. Gelin de eğer ayrıysa sık sık kayınvalidesini ziyaret eder, bayramlarda asla yalnız bırakmaz, sürekli. Onu arayarak gönlünü alır.

Kayınvalide sık sık iğneleyici, rencide edici laflar sarf etmekten kaçınır. Gelin ise, en kızgın anında bile kayınvalidesi ile münakaşa etmekten kaçınır, ona karşı terbiyeli ve edepli davranır.

Kayınvalide, oğlu ile gelini arasına asla girmez, sorunlarına karışmaz ve onları serbest bırakır, kararlarına karışmaz. Fazilet sahibi gelin de, kendi annesi veya ailesinin özel meselelerini nasıl kimseye söylemiyorsa kayınvalidesi ile yaşadıklarını ona ait sırları kimseye söylemez.

En önemlisi kayınvalide gelininin ailesi ile görüşmesinden rahatsız olmaz, bu rahatsızlığınızı ima ile de olsa belli ettirmez. Gelin de herhangi bir konuda inatlaşmaya girmez, anlayışlı olur, bir şeyi fazla üstelemez Konuyu uzatacak sözlerden kaçınır ve çoğu zamanda susmasını bilir.

Fazilet sahibi kayınvalide, gelini asla azarlamaz, onu her fırsatta över, ona bir anne şefkati ile davranır. Gelin de bir gün kendisinin kayınvalide olacağını bilir, nasıl davranılmasını istiyorsa öyle davranır.

DEVAMI ALTTAKİ MESAJDA
okisareti.gif
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,021
Tepkime puanı
425
islamda gelin kaynana ilişkisi

islamda gelin kaynana gelinler kaynanalar nasıl davranmalı

Ebû Hureyre anlatıyor (RadiyALLAHu Anh):

“Burnu sürtülsün burnu sürtülsün burnu sürtülsün” buyuruyor Âlemlerin Efendisi (sallALLAHu aleyhi ve sellem) Merakla soruyor Ashâb-ı Kiram “Kimin Ya RasulALLAH?” İçinde müjdeyi ve ikazı barındıran şu enfes cevabı veriyor Söz Sultanı; “Annesi ve babası veya bunlardan bir tanesi yanında yaşlanıp ta cennete giremeyen kişinin” (Müslim/Bir 45)

Evet hem dünya hem de ahiret hayatımız adına eşi bulunmaz bir hazineden haber veriyor Peygamber Efendimiz Rabbimizin emanetleri nazarıyla bakabileceğimiz anne ve babalarımız gerekli saygı ve hürmeti gösterdiğimizde Rahmet kapılarının ardına kadar açılmasını sağlayacak referanslarımızdır

Onların hassas bünyeleri Rabbimizin nazarında o derece önemlidir ki onlara ‘Öf’ bile demek hoş karşılanmamış hatta yasaklanmıştır Bizlerin yetişmesi adına gösterdikleri çaba ve gayrettir onları bu denli kıymetli kılan Onlara verilen bu kutsal değer bereketin ve musibetlerin def’inin en büyük sebebidir aslında

Bediüzzaman Hazretleri kendisine misafir olan kediciklerin hanesine getirdiği berekete defalarca şahit oluyor Bu minik canavarların hürmetine bile rahmet-i Rahman’dan bereket yağıyorsa insanların en kıymetlileri sayılabilecek ebeveynin hürmetine yağacak bereketi varın siz hesap edin

Onlar zannedildiği gibi geçim sıkıntısının sebebi değil getirdikleri bereketle geçim sıkıntısının en büyük engelidirler Bunda zerre kadar şüpheniz olmasın

Bütün bu bilgiler göz önünde bulundurulduğunda toplumumuzda yaygın olan gelin kaynana çekişmesini anlamanın mümkün olmadığını söyleyebiliriz Zira bu ilişkinin anne-evlat ilişkisinden bir farkı yoktur

Bu sorumluluklar dinimize ait sorumluluklarla paralellik arz eder Dolayısıyla dinini yaşamaya çalışan toplumumuzda böyle bir sorunla karşılaşılmaması gerekirken bu sıkıntının dini hassasiyetleri olan birçok ailede baş göstermesi bir şeylerin eksik yapıldığının en büyük göstergesidir!

Gelin- kaynana ilişkilerinin sorunsuz geçmesi için kadının kocanın ve kayınvalidenin üzerine düşen bir takım sorumluluklar vardır İşin gelin tarafına bakan kısmını ele aldığımızda bir evladın öz annesine göstermesi gereken saygı ve hürmetle meselenin çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz Teoride son derece basit olan bu çözümün pratik hayatta pek de uygulanmadığını söyleyebiliriz

Acı olan taraf ise dini hassasiyetleri olan(!) hanımefendilerin bile bu konuda yeterli duyarlılığı göstermeyerek sorunları kadınlığa ait reflekslerle daha da çıkılmaz hale getirmeleridir

Hâlbuki onlara gösterilecek hürmet yaşlılıklarından kaynaklanan hatalarına göz yumma ve sabır gösterme ahiretlerinin kurtulması adına ne büyük bir hazinedir Bu hazineye kayıtsız kalmak aldanmışlığın ta kendisidir

Hayatının kırk elli yılını belli bir tarzda yaşayan kayın validelerimizin yanlış olduğunu düşündüğümüz alışkanlık ve davranışlarını bir anda değiştirmesini beklemek sorunların çözümüne pek de katkı sağlamaz

Bu durum göz önünde bulundurulduğunda fedakârlığın ve sabrın gelin tarafına bakan kısmı daha çoktur Bu fedakârlığı ve sabrı gösterebilmenin yolu da onlara bir rakip gözüyle bakmaktan değil öz anne nazarıyla bakmaktan geçer Evet işin püf noktası da tam burasıdır

Kayınvalidelerinin gönlünü hoş tutan ve duasını alan gelin hanımlar hem Rabbimizin engin lütuflarına mazhar olacaklar hem de eşleri nazarında değerlerine değer katacaklardır Bunun da aile saadetine olumlu katkı sağlayacağından kimsenin şüphesi olmasın

Ahmed Osmanoğlu

***
GELİN VE KAYNANA AYNI EVDE NASIL MUTLU OLUR?

Bazı gelinlerde "cadı kaynana" bazı kaynanalarda da "cadı gelin" sendromu var Ama aşılamaz değil Ortak noktalar bulunabilir ve o noktalarda yoğunlaşarak birliktelikler daha tutarlı ve anlamlı hale getirilebilir

Belirtmek gerekir ki gelin kaynanaya kaynananın geline karşı tavrını peşin hükümler belirliyor Yani kafalar birbirlerinin aleyhine hükümlerle dolu olarak buluşuyorlarVe kafalarında taşıdıklarına göre davranıyorlar Bu da küçük bir anlaşmazlığı kavgaya dönüştürüveriyor

Yoksa aynı insanı seven iki kişi neden o yoğunlukta kavga etsin?

Bu girişten sonra taraflara şu tavsiyelerde bulunabilirim:

1Kafanızdaki peşin hükümleri sorgulayın gerçekten de kaynananız(ya da gelininiz) düşmanlığınızı hak edecek kadar kötü biri mi?

2Aranızda çıkan sorunları peşin hükümlerinizle bütünlemeyin Çıkan her sorunu tek başına ele alın

3Yanlış bir davranışla karşılaştığınızda bu davranışının nedenleri üzerine tahmin yürütmeyin abartmayın sebebi kendisinden öğrenmeye çalışın göreceksiniz ki büyük bir ihtimalle yanlış anlaşılma vardır

4Gelin-kaynana aynı insanı sevdiğinizi onun üzerine titrediğinizi onu mutlu etmek için çırpındığınızı hatırlayın

5Kaynananızı annenizin ya da gelininizi kızınız yerine koyun; annenizden veya kızınızdan ters bir davranışla karşılaştığınız zaman ne yapıyorsanız yine aynısını yapın

6Birbirinize nispet yapmayın inat etmeyin; gelini kocasına ya da kaynanayı oğluna şikâyetle korkutmaya çalışmayın aranızda gelişen sorunları aranızda çözün; kavga ederek değil ancak konuşarak kalıcı sonuçlara ulaşabileceğinizi unutmayın

7Birbirinizi sevmiyorsanız bunda kaynana-gelin konusundaki peşin hükümlerinizin etkili rolü olduğunu blin

8Sevgisizliğinizi somutlaştırın Kaynananızın(ya da gelininizin) hangi huylarını hangi davranışlarını sevmiyorsunuz?

9Kaynananızın ya da gelininizin olumsuz yönleriyle olumlu yönlerini alt alta yazın kararınızı buna göre verin

10Birbirinizi başkalarıyla kıyaslamayın herkesin farklı olduğunu unutmayın

11Birbirinizi değiştirmeye kalkışmayın olduğu gibi kabullenin ve çatışma unsurları arayacağınıza uyum arayın

12Farklı kuşaklara mensup insanların(bir de farklı bölgelerin farklı kültürlerinden gelmişlerse)zaman zaman çatışmaları kaçınılmazdır bunu kaynana-gelin ilişkisinin ön çatışma şartı yapmayın farklılıkları abatmayın

Tek cümle ile söylemek gerekirse: Alışkanlıklarımızı düşüncelerimizi geleneklerimizi;kısacası beynimizdeki herşeyi zaman zaman sorgulamayı göze almalıyız.

Yavuz Bahadıroğlu
okisareti.gif
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,021
Tepkime puanı
425
gelin kaynana ilişkisi nasıl olmalı

Gelin Kaynana ilişkisi nasıl olmalı

İnsan hayatının en önemli olaylarından biri olan evlilik, yaşamın en verimli çağında zenginleşmesine veya çoraklaşmasına yön veren bir dönüm noktasıdır.
Elbetteki huzur ve saadet dolu bir aile yuvasında en büyük rol kadına düşmektedir. Kadın aile hayatını cennetin küçük bir numunesi haline getirebilir. Bediüzzamanın şu veciz tespiti bu görüşü destekler niteliktedir. "Her insanın küçük dünyası, belki küçük bir Cenneti kendi hanesidir."

Evlenmiş olan bir çift artık toplumun bağımsız birimidir. Evlilik sadece karı-koca arasında olmaz. Günümüzde, kayınvalide, görümce, kayın vs. evlilikte mutluluğun oluşmasındaki vazgeçilmez unsurlardır. Genç çift, aile dışındaki kişilerin, ailenin mutluluğunu olumsuz yönde etkilenmesine ve aile bağımsızlığını korumaya özen göstermelidir. Gelelim günümüzde yaşanan gelin-kayınvalide ilişkilerinde yaşanan sorunlar ve çözüm yollarına...

Konuya pembe gözlükle yaklaşmamız pek doğru olmaz Çünkü gelini ile anlaşamayan kayınvalide, kayınvalidesi ile anlaşamayan gelinler var. Geçmişten günümüze bu sıkıntı hep var olmuştur. Eskiden gelinlerin, oğulların, torunların, kayınpeder ve kayınvalidelerin aynı çatı altında yaşadığı yıllarda bu problem belki vardı, ama herhalde bugünkü boyutlarda değildi. Problemler yüz göz olmadan çözülüyordu. Dilimize yerleşen "Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" sözü eskilerin bu konulardaki inceliğini gösteriyordu. Hem kayınvalide nasihat ederken dikkatliydi, aracı kullanarak telkinini yapıyordu, gelini de pür dikkat dinleyerek ders alıyordu.

Günümüzde kaçınılmaz ama bir o kadar da acı bir gerçek vardır ki. Ne gelin kayınvalideden, ne de kayınvalide gelininden memnun değil...

Hangisi haklı bilemeyiz. Ama şu bir gerçek ki; temeli İslam ile yoğrulmuş yuvaların mutsuz olması imkansız. Tabii bu durumda her iki tarafa düşen önemli görev ve sorumluluklar var. Çünkü mutlu aileler anne-baba ve çocuktan oluşmuyor. Eşinin ailesi ile arası açık olan bir aile ferdinin yuvasında çok mutlu olduğu söylenemez. Aile içindeki mutluluğun devamı için her iki tarafa da tavsiyelerimiz olacak.

Gelinlere düşen görev;
Kaynana demek (kaim ana); ana makamına kaim olan demektir. Gelin kayınvalidesinin annesinin yerine koyacak. Ona annesi gibi davranacak, muamele edecek. Ne demiş atalarımız "Ne ekersen onu biçersin". Bu düstur ile hayatlarını ikame ettirmeleri gerekir.

Kendilerinin de birgün kayınvalide olacaklarını hiç akıllarından çıkarmamalıdırlar. Bilmelidirler ki; kocaları da bir ana kuzusudur. Kendileri çocuklarına nasıl düşkünse kayınvalideleri de evlatlarına öyle düşkün olacaktır.

"Aile fertlerine yaptığın her iyilik onlara sadakadır" hadisi gereğince; Kayınvalidelerine sevgi ve hürmette kusur etmemelidir. Sonuçta onlar zaten yaş itibariyle büyükler ve bunu hak ediyorlar.

Gelin kayınvalidesini sık sık ziyaret etmeli, bayramlarda, kandillerde vs. hatırını sormalıdır. Onu arayarak gönlünü almalıdır.
En kızgın anında bile gelin kayınvalidesi ile münakaşasında terbiye ve edebini muhafaza etmelidir.

Kendi annesi veya ailesinin özel meselelerini nasıl kimseye söylemiyorsa kayınvalidesi ile yaşadıklarını ona ait sırları kimseye söylememesi gerekir. Yani sır tutmalı, sırdaş olmalı. Bu durum kayınvalidesinin daha hoşuna gider. Gelinine duyduğu güven artar.

Herhangi bir konuda asla iddialaşmaması, inatlaşmaması gerekir. "Siz haklısınız, ama benim düşüncem budur" demeli. Konuyu uzatacak sözlerden kaçınmalı. Böyle durumlarda susmak her zaman en büyük sanattır.

Kayınvalideye düşen görev ve sorumluluklar
Gelinleriniz baba evinden sizin yuvanıza gelip ailenizin bir ferdi oldu artık. Ona Allahın bir emaneti olarak bakın. Çünkü onlar sizlere Allahın bir emanetidir.
Kendi kızınızın veya bir aile ferdinin kusurlarını örter gibi gelininizin de kusurlarını örtün.

Gelininize emir vererek konuşmayın, daima onunla evladınız gibi hoşgörülü konuşun.
Evladınız ve gelininiz aralarında tartışıyor olabilirler, onların aralarına girmeyin.
Ahçılığı ile ün yapmış bir kadın, oğlunu ve yeni gelinini o akşam yemeğe çağırmıştı. Yine dostları olan yaşlı kadını da…
Mutfağa girdi ve yemeği hazırlamaya başladı. Akşam oldu ve misafirleri geldiler. Bir de ne görsünler yemekleri olmamış, tatlılar un kokuyor, patatesler pişmemiş, köfteler ise yanmış. Fakat durumu fark ettirmemek için yaşlı kadın ve gelini ellerinden geleni yapmışlar.
Yemek bitmiş. Kadının oğlu ve gelini evlerine dönmüşler. Bunu fırsat bilen yaşlı kadın sormuş:
-Ben senin harika bir ahçı olduğunu adım gibi biliyorum, fakat bu akşam yemeklerin hiç olmamış. Hayırdır hasta mısın?
Kadın cevap vermiş:
Hayır oldukça iyiyim. Yemekleri kasten öyle yaptım. Bu yemekten sonra oğlum asla ikide bir annesinin yemeklerini hatırlatıp karısının kalbini kıramayacak…

Gelininizin size dinen bakmak zorunda olmadığını bilin. Ancak ondan gördüğünüz saygı ve hürmet karşılığında ona teşekkür ve dua etmeyi unutmayın.
Gelininizi oğlunuz ile aranıza gören bir yabancı gibi görmeyin.
Gelininizi her konuda methetmeli, ona bir anne şefkati ile davranmalısınız.
Gelininize hayat hakkı tanımalı onu bazı konularda serbest bırakmalısınız. Eşler arasındaki kararları saygı ile karşılamalısınız.
Gelinine sık sık iğneleyici, rencide edici laflar sarfetmekten kaçınmalısınız.
Gelininizin ufak tefek hatalarını görmezden gelmeli, olayları büyütmekten kaçınmalısınız.

En önemlisi gelininizin ailesi ile görüşmesinden rahatsız olmamalı, bu rahatsızlığınızı ima ile de olsa belli etmemelisiniz. Sizin kızınız size geldiği zaman nasıl memnun oluyorsanız; onlar da o kadar memnun olurlar.

Bu tür olaylarda (varsa eğer) arada kalan genelde eş olur. Koca muhakkak yatıştırıcı olmalı, arayı bulmakta dikkatli davranmalıdır. Karısının ve annesinin birbirleri hakkındaki kötü sözleri birbirlerine aktarmamalıdır.
Ne mutlu iyi geçinen birbirine sevgide, hürmette, saygıda, hoşgörüde kusur etmeyen gelin ve kayınvalideye!

alıntı
 
Üst Alt