- Katılım
- 26 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 19,432
- Tepkime puanı
- 185
Gurur ve bencilliğin belini kırar
İnsan fıtratında, her bir güzellik ve meziyetine sahip çıkıp, onlarla övünme, iftihar etme, hatta daha da ötesinde gururlanıp kendinden geçme duygusu vardır...
İşte bu noktada; yapılan güzel işler karşısında gurura düşmemek için kader devreye girer ve “mağrur olma yapan sen değilsin” diyerek, insanı kibre gurura düşmekten korur.
Ümitsizliği yok eder
Kadere inanan bir insanda en küçük bir ümitsizlik ve gevşeme olmaz...
Kadere inanan insan, başarıya ulaştığı zaman tevazuu ve alçak gönüllüğü de elden bırakmaz; zafer sarhoşluğuyla kendini kaybetmez.
İradeyi güçlendirir
Kadere inanan bir kul, hadis-i şerifin de ifadesiyle başına gelecek bir musibetin mutlaka geleceğine, gelmeyecek olanın da asla gelmeyeceğine inandığı için cesaretlidir.
İnsana huzur ve rahatlık verir
Kadere hakiki mânâda iman eden bir kişi, ihtiyaçlarının ve korkularının hâsıl ettiği yükü -tabiri caizse- kaderin gemisine bırakır ve böylece kalbi ve ruhu rahata kavuşur.
İnsanı müsamahalı yapar
Başına gelen her musibeti bir de kader açısından değerlendiren bir mü’minin, muhatabını affedebilmesi daha kolay olur.
Hırs ve hasedi engeller
Kadere iman etmiş bir mü’min, hakkına razı olduğu için başkasının hakkına tecavüz etmez, hırs göstermez ve haset etmez.
İnsan fıtratında, her bir güzellik ve meziyetine sahip çıkıp, onlarla övünme, iftihar etme, hatta daha da ötesinde gururlanıp kendinden geçme duygusu vardır...
İşte bu noktada; yapılan güzel işler karşısında gurura düşmemek için kader devreye girer ve “mağrur olma yapan sen değilsin” diyerek, insanı kibre gurura düşmekten korur.
Ümitsizliği yok eder
Kadere inanan bir insanda en küçük bir ümitsizlik ve gevşeme olmaz...
Kadere inanan insan, başarıya ulaştığı zaman tevazuu ve alçak gönüllüğü de elden bırakmaz; zafer sarhoşluğuyla kendini kaybetmez.
İradeyi güçlendirir
Kadere inanan bir kul, hadis-i şerifin de ifadesiyle başına gelecek bir musibetin mutlaka geleceğine, gelmeyecek olanın da asla gelmeyeceğine inandığı için cesaretlidir.
İnsana huzur ve rahatlık verir
Kadere hakiki mânâda iman eden bir kişi, ihtiyaçlarının ve korkularının hâsıl ettiği yükü -tabiri caizse- kaderin gemisine bırakır ve böylece kalbi ve ruhu rahata kavuşur.
İnsanı müsamahalı yapar
Başına gelen her musibeti bir de kader açısından değerlendiren bir mü’minin, muhatabını affedebilmesi daha kolay olur.
Hırs ve hasedi engeller
Kadere iman etmiş bir mü’min, hakkına razı olduğu için başkasının hakkına tecavüz etmez, hırs göstermez ve haset etmez.