- Katılım
- 26 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 19,432
- Tepkime puanı
- 185

Cesaret insanı zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık da mağlûbiyet ve zillete götürür....
Cesaret, tehlike karşısında akıl ve zekâ nın, onlardan daha önce de iman ve takvânın kullanılmasıdır...
Mal kaybeden bir şey kaybetmiştir. Onurunu kaybeden birçok şey kaybetmiştir. Cesaretini kaybeden her şeyi kaybetmiştir.
Nedir cesaret? Hiçbir şeyden korkmamak mıdır? Elbette hayır! İnsanı cesur bir kahraman yapan, korkudur; Allah korkusu. Allah'tan hakkıyla korkan ve Allah dışında hiçbir şeyden korkmayan kimse, herkesin korktuğu adam kadar kudretlidir. Doğru olan bir şeyi gördüğü halde yapmamak, yanlışa karşı çıkmamak cesaretsizliktir...
Cesaret çoğu zaman zorlukları kolaylığa tercih etmeyi gerektirir. Ama unutmamalı ki, her şeyin değeri, zorluğundadır.
Günümüz insanı bencildir, korktuklarına uğramamak için başkalarını korkutmayı yeğler...
Başkalarını korkutanın, kendisi de hep korku içinde yaşar. Dünyevî korku içinde yaşayan adam da, asla özgür değildir; tutsaktır o, korkusunun tutsağı. Kimseden korkmamak için kimseyi korkutmamalıdır.
Tevhid, her iki dünyada da olumsuz korkudan ve üzüntüden uzak olmak, esenlik ve emniyete kavuşmaktır...
Allah'tan korkmayan, korkulmayacak şeylerden korkar...
Korku ihtiyacını takvâ ile doyurmayanlar, fobilerle dolu korkunç bir hayat yaşarlar.
Çağdaş insanın hayatı korkularla çevrilmiştir. Açlık korkusu, deprem korkusu, devlet korkusu, işyerinde patron veya âmir korkusu daha nice korkular…
Geceleri de kâbuslar. Bunca korku arasında bir de korku filmlerine karşı bir arzu. Şeytan onunla dalga geçer: Korkak ruhunu daha da korkutmaktan aldığı sadistçe zevk, dostu şeytanı bile güldürür...
Biraz yaşlanınca, korktuğu başka şeyler başına gelecektir: Yüksek tansiyon, stres, psikolojik bunalımlar… Ve hiç beklemediği bir anda en çok korktuğu başına gelir. Varsa dostları, durumu açıklar: "Kalp sektesinden gitti." Nereye?
gunumuzde kalp kirizini gecirenlerin cogu genclerdir farkindamisiniz?
Bu çağdaş insana yapılacak en büyük iyilik, onları yersiz korkularından kurtarmak, esenlik ve huzur dini İslâm'la onları tanıştırmaktır....
Korkak insan, hayatta başarılı olamaz. Hakkını koruyamaz ve karşısına çıkacak engellere, güçlüklere karşı koyamaz. Hayatta, gereksiz atılganlığın da, gereksiz korkaklığın da yeri olmamalıdır....
Unutmamak lâzım: Tedbir ayrı şeydir, korkaklık ayrı. Cesaret ayrı şeydir, delilik ayrı....
Allah'tan korkmak bir müslüman için nasıl iyi bir özellik ise; aynı zamanda O'nun yarattıklarından korkmamak da o ölçüde üstün bir fazilettir...
Kur'an'ın emrine göre mü'minler, yalnız Allah'tan ve O'nun azâbından; yani kıyâmet gününün dehşetinden, cehennem azâbından korkmalıdır....
Mü'minler, Allah'tan korkmakta oldukları kadar O'ndan umut kesmemekle de yükümlüdürler...
Korku; her duygumuz gibi istikameti ve ölçüsü doğru ayarlanırsa, insan için büyük bir nimettir. Aksi takdirde felâket...
Korku reaksiyonu, insanın bütün bünyesini tesir altına alan etkili bir tedirginlik halidir...
Kur'an, bu tedirginliği, düşünme yetisi ile nefsin üzerinde kontrolünü yitirten, insanı şiddetli sarsan etkili bir sarsıntı şeklinde nitelemektedir.
Ölümsüz hayata geçmek için ölüm tek geçit! Dünya yalan, ölüm yalansız! İnsan, bu gerçeği bilir; bilir bilmesine, ama bilmez gibi yaşar.
Ölümden korkmak, her gün binlerce kez ölmek demek. Ölümden korkmak, hayatı bu maddî dünyadan ibaret sananların çıkmazıdır....
Ölümden korkmak, öte dünyaya imanın zayıflığının göstergesi. Ölüm den korkmak, ölümü yok etmez, ertelemez, hafifletmez.
Korku herkeste mevcuttur; ancak bu, insanın günlük yaşantısını aksatacak düzeye erişip normal işlevini engellediği veya ruhsal bunalıma sevk edecek, dehşete düşürecek derecede olduğu zaman anormal olur....
Peygamberimiz (s.a.s.)'in "Allah' ım! Korkaklıktan Sana sığınırım." 55 buyurması, korkaklığın kötü huylardan olduğunu göstermektedir. Korkak insan; hayal, vehim ve zanlarının esiri olup her şeyden korkar. Korkaklığı, onu güvenilmez yapar.