- Katılım
- 26 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 19,432
- Tepkime puanı
- 185
Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh
Allah hiçbir kuluna taşıyamayacağı şey yüklemez.
Yüklerse de taşıyan sen değilsin. Sen sen oldukça, ben taşıyorum ben yapıyorum ben ediyorum.. ben ben ben.. dedikçe elbette taşıyamayacağın zannına kapılırsın.
Yorgunluk hissedersin kaçmak kurtulmak istersin ki bu da senin yüzündendir.
Allah arşı yaratıp onu taşımaları için melekler görevlendirdi. Meleklere çok zor geldi. Yük altında eziliyorlardı. Takatleri kalmamıştı. Allaha dua ettiler.
Onlara “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh” zikri telkin edildi. Böylece artık hiçbir sıkıntı çekmediler, hiçbir zorluk hissetmediler.
Bu zikirden maksat şu gerçeği anlamamız içindir:
Mutlak aczimizi mutlak fakrimizi idrak edip iyice anlamak ve yaptığımız hiçbir işte kendi gücümüzün kudretimizin zerre kadar payı olmadığını, bütün imkânın bütün kuvvetin bütün enerjinin bütün isteğin sadece ve sadece Allah’ın mümkün kılmasıyla olduğunu anlamak ve o salim kalp ile Allah’a teslim olmak O’na sıkı sıkı sığınmak gerektiği içindir.
Bu dünyada bedenin hayır işleri ile yorgun düştükçe ruhundan kuvvet bulursun. Canın safileşir. Kalbin nurlanır. Uykun hafifler. Ne zaman ki sen “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh” sözünün hakikatini idrak eder (hakkıyla anlar) ve kesinkez buna inanırsan o zaman yaptığın zor görünen hayır çalışmaları seni hiç yormayacaktır sana hiç bıkkınlık vermeyecektir.
Hiçbir hayır işinde üşenme. Üşenme gelirse “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh” demeye devam et, gafleti üzerinden at. Çünkü gerçekte yapan sen değilsindir.
Allah hiçbir kuluna taşıyamayacağı şey yüklemez.
Yüklerse de taşıyan sen değilsin. Sen sen oldukça, ben taşıyorum ben yapıyorum ben ediyorum.. ben ben ben.. dedikçe elbette taşıyamayacağın zannına kapılırsın.
Yorgunluk hissedersin kaçmak kurtulmak istersin ki bu da senin yüzündendir.
Allah arşı yaratıp onu taşımaları için melekler görevlendirdi. Meleklere çok zor geldi. Yük altında eziliyorlardı. Takatleri kalmamıştı. Allaha dua ettiler.
Onlara “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh” zikri telkin edildi. Böylece artık hiçbir sıkıntı çekmediler, hiçbir zorluk hissetmediler.
Bu zikirden maksat şu gerçeği anlamamız içindir:
Mutlak aczimizi mutlak fakrimizi idrak edip iyice anlamak ve yaptığımız hiçbir işte kendi gücümüzün kudretimizin zerre kadar payı olmadığını, bütün imkânın bütün kuvvetin bütün enerjinin bütün isteğin sadece ve sadece Allah’ın mümkün kılmasıyla olduğunu anlamak ve o salim kalp ile Allah’a teslim olmak O’na sıkı sıkı sığınmak gerektiği içindir.
Bu dünyada bedenin hayır işleri ile yorgun düştükçe ruhundan kuvvet bulursun. Canın safileşir. Kalbin nurlanır. Uykun hafifler. Ne zaman ki sen “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh” sözünün hakikatini idrak eder (hakkıyla anlar) ve kesinkez buna inanırsan o zaman yaptığın zor görünen hayır çalışmaları seni hiç yormayacaktır sana hiç bıkkınlık vermeyecektir.
Hiçbir hayır işinde üşenme. Üşenme gelirse “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh” demeye devam et, gafleti üzerinden at. Çünkü gerçekte yapan sen değilsindir.