Mersin Aydıncık İlçesi

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
Aydıncık

Mersin'e 173 km,Antalya'ya ise 325 km.dir. İlçe 38 kilometrelik kıyı uzunluğuna sahiptir. Ancak sahili girintili çıkıntılıdır. Şehir merkezinden bakıldığında, doğuda gözüken burunun adı Sancak Burnu’dur. Sancak Burnu ile bu bölgenin batısında ve doğusunda kalan bölgeler 1. derece sit alanı durumundadır. Gemi Durağı ile Yelkenli Ada arasındaki bölgede Akdeniz Foku yaşam alanı (mağaralar) bulunmaktadır. Ayrıca Doğu Akdeniz de toplam 40 çift olan ada martılarından (Larus audouiini) 20 çifti Yelkenli Ada ile Küçük Ada’ da barınmaktadır.

Yılanlı Ada, Aydıncık’ta bulunan dört adadan en uzakta olanıdır.ODTÜ Sualtı Topluluğu Batık Araştırmaları Gurubu ( ODTÜ-SAT BAG) ve Sualtı Araştırmaları Derneği Sualtı Arkeolojisi Araştırma Gurubu (SAD SAAG),2002 yılı içinde Yılanlı Ada çevresinde dalışlar yaptı. Bu bölgede çeşitli tür ve şekillerde çapalar ile bir batık alanı keşfettiler. Bu nedenle Yılanlı ada I. derece arkeolojik sit alanıdır.

İlçe merkezinin yerleşim alanını görmek için Akdeniz’e tepeden bakabilen Taş Masa’ya çıkmak ve oradan Aydıncık’ı seyretmek gerekir. İnce uzun 9 kilometrelik bir kıyı şeridi üzerinde kurulmuş olan Aydıncık şehrinin doğudan batıya sırasıyla, Yenimahalle, Hürriyet, Cumhuriyet, Merkez ve Atatürk olmak üzere beş mahallesi vardır. Aydıncık İlçesi’nin Duruhan, Eskiyörük, Hacıbahattin, Karadere, Karaseki, Pembecik, Teknecik, Yenikaş, Yeniyörükkaş ve Yeniyörük olmak üzere on köyü var. Köylülerin büyük çoğunluğu kışın ilçe merkezine inerek seracılık yapmaya başlamıştır. İlçe halkının %90'ı geçimini tarım ve tarım işçiliğinden sağlar. İlçede seracılığın 30-35 yıllık bir geçmişi vardır. Yaklaşık 4700 adet seranın %6’sında domates tarımı yapılmakta, geri kalan %94’ünde ise hıyar ve patlıcan yetiştiriciliği eşit olarak yapılmaktadır.

2000 yılı verilerine göre toplam nüfusu 11.523; şehir nüfusu 7963; köy nüfusu 3560; yüz ölçümü 410 km2; nüfus yoğunluğu 28 (km2/kişi)

TARİHİ
Antik çağda Celenderis-Kelenderis- Gilindire olarak bilinen kent Kıbrıs'a en yakın bölgede bulunması nedeniyle eski çağlarda önemli bir tarihi liman kenti olarak gelişmiştir. Fenikeliler zamanında kurulduğu düşünülen Kelenderis sırasıyla, Persler, Selefkoslar, Romalılar, Bizanslılar, Araplar, Selçuklular, Karamanoğulları ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerini yaşamıştır.
Selçuk Üniversitesi tarafından İlçede gerçekleştirilen kazılarda İlçenin tarihinin Hititler dönemine kadar uzandığını göstermiştir. İlçe merkez ve çevresinde eski dönemlere ait çeşitli tarihi kalıntılar vardır. Yapılan çalışmalarda ve arkeolojik kazılarda Selefkoslar döneminde seramikler, Roma döneminden tiyatro, anıt mezar, Bizanslılar döneminden kap, kacaklar-stater bulunmuştur.
1915 yılına kadar bugünkü anlamda İlçe teşkilatına sahip bir yerleşim birimi olan Aydıncık, 1915 yılında Gülnar'a bağlı Bucak Merkezi olmuş.,1987 yılında da, Gülnar'dan ayrılarak müstakil İlçe olmuştur.

COĞRAFİ DURUMU
Orta Toroslar'ın Akdeniz'e inen kolları üzerinde yerleşmiş olan Aydıncık İlçesi dağ ve deniz arasına sıkışmış olması nedeniyle arazi yapısı son derece engebeli ve dağlıktır. Toros dağlarının batıya uzantıları olan tepeler, İlçenin kıyı kesiminden en yüksek noktalara ulaşır.
Söğüt, Akçam, Dutlu ve Bozdağ İlçenin önemli dağlarıdır.
İlçe merkezinde tarıma elverişli olan, kıyıdan başlayıp kuzeye doğru devam eden 3-5 km.lik alan içerisindedir. İlçede çeşitli yaylalar ve dereler bulunmaktadır. Menekşe, Kızılyokuş, Gözsüzce ve Soğuksu önemli akarsularıdır. Aydıncık'ın iklimi Akdeniz iklimidir.

TARİHİ, KÜLTÜREL DEĞERLERİ
Kelenderis, yüzyıllar boyunca ve kesintisiz biçimde iskan edilen kentlerden biri olması nedeniyle, Antik Çağlardan günümüze kadar ulaşan kalıntıları çok azdır.

LİMAN KALESİ
Kentin güneyindeki yarımadayı çevreleyen surlar ve kaleye ait kalıntılar, günümüzde de görülebilmektedir. Tarihi kaynaklarda güçlü bir kale olarak sözedilen Liman Kalesi, Antik Çağlar'da ve özellikle ortaçağ ve sonrasında, kente yönelik yoğun saldırılara, güçlü savunma sistemiyle direnmiştir.
19.ncu y.y. dan itibaren gezenlerin uğrak yeri olmaktan çıkan liman işlevini yitirmesi ile terk edilen kale, kent yapılaşmasında taşocağı gibi kullanılmış ve günümüze ulaşan bazı duvar kalıntıları dışında yok olmuştur.

dortayak.jpg


LİMAN HAMAMI

Liman girişinde bulunan, kentin kısmen ayakta kalabilen antik yapılarından biridir. Ön ana mekanı günümüze kadar ulaşmış bulunan ve büyük bir kompleks olduğu anlaşılan hamamın bütününe ait görsel bilgi kaynağı, M.S 5. y.y. da yapılmış olan bir liman mozaiğidir.

TİYATRO
Günümüzde toprakla kaplı olan tiyatronun varlığı yapının moloz taşlarla örülen sırt duvarının oluşturduğu yarım daire biçimindeki kavisten anlaşılmaktadır.

ANIT MEZAR (DÖRT AYAK)
Kent merkezinde, büyük kesme kireç taşlarıyla yapılmış ve halk arasında "Dört Ayak" olarak bilinen anıt mezar, İlçenin en ilgi çeken antik yapısıdır. Kare planlı ayak üzerine baldahinli olarak oluşturulmuş piramidal çatılı anıt mezar M.S. geç 2 veya 3 y.y.başlarına tarihlenmektedir.
Piramidal mimari yapısıyla, mausoleum mezar geleneğinin devam ettiğini göstermekte olup, oldukça iyi korunmuş durumdadır.
Kentin yakın çevresinde görülebilen diğer yapılar, Aydıncık-Gülnar yolu üzerinde 15.km.de orman içindeki kaynaktan kente su getiren kemerler ve kanallar günümüze kadar ulaşan alt yapılardır. Kent yakınındaki Duruhan ve Bodur kaleleri harap durumdadır.

BULUNTULAR
Bilimsel kazı ve araştırmaların başlatılmasından önceki 1960.lı ve 1970.li yıllarda, özellikle antik kent mezarlığında yapılan kaçak kazılarla veya rastlantı olarak elde edilmiş çok sayıda eser bulunmaktadır. Yurtdışına götürülen, sayısı ve nerede olduğu belirlenemeyenlerin dışındakiler, Adana, Mersin, Silifke, Anamur Müzelerinde bulunmaktadır. Bunların büyük bir bölümü pişirilmiş kil vazolar ile küçük boyutlu, taş, altın, gümüş , cam eşyalar ve sikkelerdir. M.Ö.3.y.y.da darbedilen II.Ptolemaios'a ait altın sikkeler ile M.Ö. 6. Ve 5.y.y.a ait drahmiler Kelenderis'e ait önemli nümizmatik buluntulardır.
Arkeolog Zoroğluna göre, Doğu Akdeniz Bölgesinde ele geçen ilk eserler olması bakımından Attik atölyelerinden gelmiş "Leythos" denilen seramik vazolar,Kelenderis"in en ilginç buluntularını oluştururlar. Bunlar, beyaz zeminli " siyah figürlü "Haimon" grubu.Figürsüz siyah gövdeliler " grubu, "Bezekli Lekythoslar" gibi gruplara ayrılır.
 
Üst Alt