- Katılım
- 26 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 19,432
- Tepkime puanı
- 185
Ana Vatana geldikten sonra..Uzun süre görüşemeyen iki arkadaş bir cuma günü Eyyup Sultan camisine yakin bir parkında karşılaşarlar...
Hasret giderirler. O sırada cuma salâsı okunur...
Allahim Bu ne guzellik yer Gok selavaat okuyor sanki..
Ehli namaz olanı ötekini cuma namazına davet eder. Arkadaşı bir sürü bahane uydurur ama, başarılı olamaz..
ikna olur ve beraberce camiye giderler. İmam efendi vaaz vermektedir.
- Ey benim kalbim temiz, sen benim kalbime bak diyerek göğsünü yumruklayan adam, kalbin temiz de sana ait olmayan malları gasbetmeye, Kul HAKKINA girmeye utanmıyor musun?
Daha önce namaz kılmayan arkadaş, sanki kendine hitap edilmiş gibi irkilir...
Gerçekten kendisi de kalbinin temiz olduğuna güvenerek ibadete ihtiyaç duymamaktadır...
Ama hoca efendi gasptan bahsetmektedir.
- Her tenefüs ettiğin hava, kana kana içtiğin her damla su, ışığından ve ısısından faydalandığın güneş...
damla damla inen rahmet, ekip biçtiğin toprak, senin kendi malın mı ki bunları kullanırken sahibini hiç düşünmüyorsun? Bunların da bir bedeli olduğunu bilmiyor musun?
Adam bunların bedeli ne ola ki derken, imam efendi devam eder;
- Bu nimetlerin bedeli üç şeydir: biri zikir, biri fikir, biri şükürdür. Başta bismillah zikirdir, ortada bu nimetleri sana vereni düşünmek fikirdir, sonunda da elhamdülillah demek bir şükürdür.
Adamın kafası DANK eder. Şimdiye kadar ne havaya, ne suya, ne de diğer nimetler bu gözle bakmamıştır.
Bunları düşününce, gerçekten yıllarca Cenab- Hakkın nimetlerini bedelsiz kullandığını, gasp ettiğini kabul ederek pişmanlık içinde secdeye kapanmıştır...artik..
alacağımız dersler çok, yeter ki o dersleri görecek bir göze bir kalbe sahip olalım...ins.
inş görebilenlerden ve ders alanlardan oluruz
.............
Hasret giderirler. O sırada cuma salâsı okunur...
Allahim Bu ne guzellik yer Gok selavaat okuyor sanki..
Ehli namaz olanı ötekini cuma namazına davet eder. Arkadaşı bir sürü bahane uydurur ama, başarılı olamaz..
ikna olur ve beraberce camiye giderler. İmam efendi vaaz vermektedir.
- Ey benim kalbim temiz, sen benim kalbime bak diyerek göğsünü yumruklayan adam, kalbin temiz de sana ait olmayan malları gasbetmeye, Kul HAKKINA girmeye utanmıyor musun?
Daha önce namaz kılmayan arkadaş, sanki kendine hitap edilmiş gibi irkilir...
Gerçekten kendisi de kalbinin temiz olduğuna güvenerek ibadete ihtiyaç duymamaktadır...
Ama hoca efendi gasptan bahsetmektedir.
- Her tenefüs ettiğin hava, kana kana içtiğin her damla su, ışığından ve ısısından faydalandığın güneş...
damla damla inen rahmet, ekip biçtiğin toprak, senin kendi malın mı ki bunları kullanırken sahibini hiç düşünmüyorsun? Bunların da bir bedeli olduğunu bilmiyor musun?
Adam bunların bedeli ne ola ki derken, imam efendi devam eder;
- Bu nimetlerin bedeli üç şeydir: biri zikir, biri fikir, biri şükürdür. Başta bismillah zikirdir, ortada bu nimetleri sana vereni düşünmek fikirdir, sonunda da elhamdülillah demek bir şükürdür.
Adamın kafası DANK eder. Şimdiye kadar ne havaya, ne suya, ne de diğer nimetler bu gözle bakmamıştır.
Bunları düşününce, gerçekten yıllarca Cenab- Hakkın nimetlerini bedelsiz kullandığını, gasp ettiğini kabul ederek pişmanlık içinde secdeye kapanmıştır...artik..
alacağımız dersler çok, yeter ki o dersleri görecek bir göze bir kalbe sahip olalım...ins.
inş görebilenlerden ve ders alanlardan oluruz
.............