- Katılım
- 26 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 19,432
- Tepkime puanı
- 185

Benim bir zamanlar Dede Korkut’um vardı. Pir Sultanım, Karacaoğlan’ım..
elindeki kılıcını dağlara doğru kaldırarak Bolu beyine Türkçe meydan okuyan Köroğlu’m vardı...
Sırtını dağlara dayayan Dadaloğlu ile dertleşir, Yunus’umla Allah’ı arar, Hocam Nasrettin’le gülerdim.
Ahmet Yesevi “Evlat” derdi bana… Hacivat’ la Karagöz dünyasının turk evladiydim...
On yıllar var ki, buralara uğramaz oldular. ..
Nerde benim ceddim..Neslim..aslim ozum..ne oldu onlara?
Önce kırmızı burunlu, şişko, utancından değil içtiği şaraplardan yüzü kızarmış ..
evlere kapı yerine bacalardan giren sarhoş Noel Baba geldi...
Semtimize, Sonra onun nereden peydahladığı bilinmeyen şımarık, züppe torunları volta attılar şehir meydanında… Çağdaşlaşıyor muyduk bilmiyorum ama yozlaşıyorduk.
Hipermarketler, shopping center’ler, trendler, inler-autlar showlar, rezervasyonlar, transverler..
defanslar ve daha niceleri dilimize girdi...
Âşık olduğumuz insana önce “ I Love You” , Sonra “Always Love You” demeye başladık...
Adımız Ahmet’ti, Mehmet’ti, Ayşe’ydi, Fatma’ydı. müslüman ananın müslüman babanın evladıydık...
Ama İngilizce düşünüp, “Turkche “ konuşup, kırmızı kukeletalarla, takma sakallarla güya eğleniyorduk.
Nasrettin Hoca’mın fıkraları ile güldüğüm, Yunus’umun şiirleriyle eridiğim..
Mevlana’nın sözleriyle piştiğim, Köroğlu’nun isyanı ile coştuğum..
Fatih’ten, Yavuz’dan bize miras bu Müslüman memleketin sokaklarında bu bize yabancı..
başkalarının babası geyikçi sarhoş “Noel Baba’nın” Ulkem de ne işi var...?
Müslüman genç kendine ilham arıyorsa dışarıda değil kendi özünde aramalı;
inan Batida ilham degil vahset var...
ABDULHAMİD HAN’IN TORUNU MÜSLÜMAN GENÇLİK,
Dini Mizacını .. SÜLEYMAN ÇELEBİ’de…
Derinlik ve olgunluğunu ; MEVLANA’da...
Mavera Hummasını .. YUNUS EMRE’de…
Kahramanlık Hayalini .. BATTAL GAZİ’de…
Yiğitlik ve meydan okumayı ..SELAHATTİNİ EYYÜBİ’de…
Allah resulüne itaatini .. HZ: EBUBEKİR’de…
İslam Adaletini ..ÖMER BİN HATTAB’ta…
Tepki ve İsyan Ruhunu .. KÖROĞLU’nda…
Nükte ve Hicvini..NASRETTİN HOCA’da…
Halk Duygu Kumaşını.. KARACAOĞLAN’da…
Hassasiyet cevherini ; FUZULİ’de…
Görgü ve Merakını ; EVLİYA ÇELEBİ’de…
Tasavvuf Nezaketini ; İMAM-I RABBANİ’de…
İlmi Tahayyülatını ; ERZURUMLU İBRAHİMHAKKI’da…
Dekor ve Zevkini ; YESARİ ASIM’da…
Plastik Fikrini ; MİMAR SİNAN’da…
Fonetik Fikrini ; DEDE EFENDİ’de…
Çanakkale Ruhunu ; MEHMET AKİF’te…
Yaşama Zevkini ; YAHYA KEMAL’de…
Allah Uğruna Cihadını ; NECİP FAZIL’da…
Dik Duruşu ve Asaleti ; OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ’de…
Osmanlılık Şuurunu ; YAVUZ SULTAN SELİM’de…
Pes Etmeden Cihadı ; FAHRETTİN PAŞA’da…
Allah Uğrunda Ölmeyi ; ÜRDÜNLÜ HATTAB’da
Allah Düşmanıyla Çarpışmayı ; ÇEÇEN ŞAMİL BASAYEV’de…
Bulduktan ve bu hususiyetleri gönül bahçesinde yeşerttikten sonra..
Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını gediğine koyup bir gün Türk Bayrağını yeniden şahlandıracaktır..