- Katılım
- 26 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 19,432
- Tepkime puanı
- 185

Leyla’larla gelen belâlar, ancak ‘Allah’ı şiddetli sevme’ talebinde olanlara gönderilir.
Ama artık hiç birimiz acıya ve aşka talip olacak kadar imanli değiliz...sanki..ne oldu bize?
Birbirimizi yürekten sevecek kadar bile gönul bagimiz yok...iken nasil olur da cennet baglarini isteriz?
Yaratılanı ‘hoş’ görmek, bana taş atanlara güller sunulsun diye dualar etmek, divan edebiyatinda kaldı artık.
Bakara Suresi’nde şöyle bir ayet geçer: “Allah’ı şiddetli bir sevgi ile severler.”
Mecnun şiddetli sevmiştir.... O’nun Allah’ı şiddetli biçimde sevme talebi olmasaydı Rabbi kendisine Leyla’yı göndermeyecekti.
Leyla’yı yok edip unutana kadar şiddetli biçimde sever Mecnun… Allah sevdiğimizin aracılığıyla kendisinin en küçük parçasını bize gösterirken ..
Rahman ve Rahim olarak yuregimize dokunur..
Fâni Aşk yoktur. Aşkların hepsi Bâki olanadır! Tek fark şudur ki; kimi sanatı görür, kimi de Sanatçıyı..
sanati goren Sanatciyi daha cook Takdir eder..misali..
Allahın yarattıklarını sevmeden kendisini sevmeye cüret ediyoruz.Yok öyle…kuru dava..
Uzak durduğumuz insanları kim yarattı ki onlardan kaçıyoruz...
Kapimiza gelen insani kovarken.. Ya bizler de Rahmanin KAPISIN dan kovdugumuz insanlar gibi kovulursak nice olur halimiz..