Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Tasavvuf
Tasavvuf Farz Mıdır?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Intruder" data-source="post: 110952" data-attributes="member: 15174"><p><strong>İslam'da neden felfese yoktur biliyor musunuz ?</strong></p><p></p><p>Çünkü Felsefe bilinmezlik üzerine kurulu bir sistemdir. İslam'da ise bilinmeyen hiç bir şey yoktur. Siz bazı şeylerin açıklamasını bilmiyor olabilirsiniz ama o şeyin İslam'da mutlaka bir açıklaması vardır. Zaten o şeyin açıklamasını bilmek de zorunda değilsinizdir. Çünkü iman, gayba inanmaktır. Ya inanırsınızdır, ya da inanmazsınızdır..</p><p></p><p>Geçmişte olduğu gibi bugün de, bazı şeylere felsefi yaklaşan kişiler bulunmakta ve müslümanların aklını bulandırmaktadırlar. Din; Emredileni yapmak, nehyedilenden de kaçınmaktır. Burada aklın hiç bir dahli olmaz ve olamaz da.. Eğer İslam'da akıl baz alınsaydı, mestin üstü değil altı mesh edilirdi. Çünkü akıl size kirli tarafın altta olduğunu söyleyecektir.</p><p></p><p>(Cüz'i) Akıl, sadece yaratıcıyı bulmada size yardımcıdır. Emir ve nehiyleri anlamada Cüz'i akıl yetersizdir. Onun için Külli Akla ihtiyaç duymanız gerekmektedir. Buna <strong>Akl-ı Selim</strong> de denilmektedir.</p><p></p><p>Peygamberler, Akl-ı Selim (Küll-i Akıl) sahibidirler. Aynı şekilde İnsan-ı Kamil olan zâtlar da öyledir.</p><p></p><p>Mâna alemi, felsefecilerin değil Hakikat ehli zâtların kullandığı bir terimdir. Rüya alemine aynı zamanda mâna alemi de denilmektedir. "<strong>Mâna aleminde Peygamberimizi gördüm ve O bana şöyle dedi</strong>" şeklindeki bir cümleyi bir çok zâtın kitabında okudum. Müslümanlara ait olan terimleri, başkalarına mâl etmek istemeniz o terimlerin aslını bilen kişilerce hoş karşılanmayacaktır.</p><p></p><p>Matematik, Fizik, Kimya, Coğrafya gibi ilimlere, pozitif ilimler denilmiştir. Bu ilimler size bir şeyleri açıklamada yardımcı olabilirler ama manevi ilimlerde bunlar yetersiz kalacaktır. İşte Mürşidi Kamil olan zâtlar size, bu manevi ilimleri öğretmek için vardır. Görünenin arkasındaki görünmeyeni göstermek için..</p><p></p><p>Maddeci birine göre ateş yakar değil mi ? İşte hakikat ehline göre ateşte yakma özelliği yoktur. Ateşe yakma özelliğini veren Allah'tır. Ateşin yaktığı kimse ile yakmadığı kimse arasındaki fark, birine Allah'ın ateşe yakma iznini vermesi, diğerine de vermemesidir. Aynen Hz. İsmail kıssasında bıçağın eti kesmemesi ve aynı bıçağın taşa vurulması durumunda taşı ikiye yarması gibi. </p><p></p><p>Hatta daha da ötesini söyleyeyim; İnsanlar, ateşin yakmadığında değil yaktığında hayretler içerisine düşmelidir. Çünkü atomlardan oluşan bir şeyde yakma özelliğinin olması, yakma özelliği olmamasından çok daha hayret vericidir. [Bu cümlemi herkes anlayamayabilir.]</p><p></p><p>Eğer diyeceklerimi anlama zevkiniz varsa, size çok özel bilgiler vereceğim..</p><p></p><p>Allah c.c, gölgeyi bile yaratmaktadır. Bu söz siz de pek bir etki yapmamış olabilir. Çünkü her sözü, kişi kendi bilgisi miktarınca anlar. Şimdi burada ne denilmek istendiğini anlatayım..</p><p></p><p>Kağıda bir resim çizdiğinizi varsayın. Resimde güneş ve ağaç olsun ve o ağacın da bir gölgesi olsun. Şimdi güneş olmasından dolayı mı o ağacın gölgesi var, yoksa siz o ağacın gölgesini yaptığınız için mi o gölge orada. Güneş burada bir yanılsamadır. Siz güneşten dolayı ağacın gölgesi olduğunu düşünüyorsunuz. Ama güneş, ağaç ve gölge bu üçünü de birbirinden bağımsız olarak çizdiniz. Bu resimlerin bir biri ardınca olmasıyla da resimde hareket hasıl olur. Filmlerin her bir saniyesi aslında 24 resmin bir biri ardınca hızlı bir şekilde hareket etmesinden meydana gelmektedir. İşte bizler her an ölmekte ve her an dirilmekteyiz.. Bu o kadar hızlı gerçekleşmektedir ki, bunu farkedemiyoruz. </p><p></p><p>Bir saniye önce gördüğünüz masa ile bir saniye sonra gördüğünüz masanın ikisi de aynı masa değildir. Aynen bir film şeridindeki bir karenin bir önceki kare ile aynı olmaması gibi. [Yukarıda söz ettiğim, aslı gibidir ama aslı değildir sözündeki gibi.]</p><p></p><p><strong>"O, her an yaratma halindedir." </strong>Rahman 29</p><p></p><p>İşte bu ilimler kendi başınıza öğrenebileceğiniz ilimler değildir. Bu ilimleri öğrenmek için, hakikat ehli bir zâta müntesip olmanız gerekmektedir. Bunlar, Felsefe yaparak veya kendi aklınızla öğrenebileceğiniz şeyler değildir.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Intruder, post: 110952, member: 15174"] [B]İslam'da neden felfese yoktur biliyor musunuz ?[/B] Çünkü Felsefe bilinmezlik üzerine kurulu bir sistemdir. İslam'da ise bilinmeyen hiç bir şey yoktur. Siz bazı şeylerin açıklamasını bilmiyor olabilirsiniz ama o şeyin İslam'da mutlaka bir açıklaması vardır. Zaten o şeyin açıklamasını bilmek de zorunda değilsinizdir. Çünkü iman, gayba inanmaktır. Ya inanırsınızdır, ya da inanmazsınızdır.. Geçmişte olduğu gibi bugün de, bazı şeylere felsefi yaklaşan kişiler bulunmakta ve müslümanların aklını bulandırmaktadırlar. Din; Emredileni yapmak, nehyedilenden de kaçınmaktır. Burada aklın hiç bir dahli olmaz ve olamaz da.. Eğer İslam'da akıl baz alınsaydı, mestin üstü değil altı mesh edilirdi. Çünkü akıl size kirli tarafın altta olduğunu söyleyecektir. (Cüz'i) Akıl, sadece yaratıcıyı bulmada size yardımcıdır. Emir ve nehiyleri anlamada Cüz'i akıl yetersizdir. Onun için Külli Akla ihtiyaç duymanız gerekmektedir. Buna [B]Akl-ı Selim[/B] de denilmektedir. Peygamberler, Akl-ı Selim (Küll-i Akıl) sahibidirler. Aynı şekilde İnsan-ı Kamil olan zâtlar da öyledir. Mâna alemi, felsefecilerin değil Hakikat ehli zâtların kullandığı bir terimdir. Rüya alemine aynı zamanda mâna alemi de denilmektedir. "[B]Mâna aleminde Peygamberimizi gördüm ve O bana şöyle dedi[/B]" şeklindeki bir cümleyi bir çok zâtın kitabında okudum. Müslümanlara ait olan terimleri, başkalarına mâl etmek istemeniz o terimlerin aslını bilen kişilerce hoş karşılanmayacaktır. Matematik, Fizik, Kimya, Coğrafya gibi ilimlere, pozitif ilimler denilmiştir. Bu ilimler size bir şeyleri açıklamada yardımcı olabilirler ama manevi ilimlerde bunlar yetersiz kalacaktır. İşte Mürşidi Kamil olan zâtlar size, bu manevi ilimleri öğretmek için vardır. Görünenin arkasındaki görünmeyeni göstermek için.. Maddeci birine göre ateş yakar değil mi ? İşte hakikat ehline göre ateşte yakma özelliği yoktur. Ateşe yakma özelliğini veren Allah'tır. Ateşin yaktığı kimse ile yakmadığı kimse arasındaki fark, birine Allah'ın ateşe yakma iznini vermesi, diğerine de vermemesidir. Aynen Hz. İsmail kıssasında bıçağın eti kesmemesi ve aynı bıçağın taşa vurulması durumunda taşı ikiye yarması gibi. Hatta daha da ötesini söyleyeyim; İnsanlar, ateşin yakmadığında değil yaktığında hayretler içerisine düşmelidir. Çünkü atomlardan oluşan bir şeyde yakma özelliğinin olması, yakma özelliği olmamasından çok daha hayret vericidir. [Bu cümlemi herkes anlayamayabilir.] Eğer diyeceklerimi anlama zevkiniz varsa, size çok özel bilgiler vereceğim.. Allah c.c, gölgeyi bile yaratmaktadır. Bu söz siz de pek bir etki yapmamış olabilir. Çünkü her sözü, kişi kendi bilgisi miktarınca anlar. Şimdi burada ne denilmek istendiğini anlatayım.. Kağıda bir resim çizdiğinizi varsayın. Resimde güneş ve ağaç olsun ve o ağacın da bir gölgesi olsun. Şimdi güneş olmasından dolayı mı o ağacın gölgesi var, yoksa siz o ağacın gölgesini yaptığınız için mi o gölge orada. Güneş burada bir yanılsamadır. Siz güneşten dolayı ağacın gölgesi olduğunu düşünüyorsunuz. Ama güneş, ağaç ve gölge bu üçünü de birbirinden bağımsız olarak çizdiniz. Bu resimlerin bir biri ardınca olmasıyla da resimde hareket hasıl olur. Filmlerin her bir saniyesi aslında 24 resmin bir biri ardınca hızlı bir şekilde hareket etmesinden meydana gelmektedir. İşte bizler her an ölmekte ve her an dirilmekteyiz.. Bu o kadar hızlı gerçekleşmektedir ki, bunu farkedemiyoruz. Bir saniye önce gördüğünüz masa ile bir saniye sonra gördüğünüz masanın ikisi de aynı masa değildir. Aynen bir film şeridindeki bir karenin bir önceki kare ile aynı olmaması gibi. [Yukarıda söz ettiğim, aslı gibidir ama aslı değildir sözündeki gibi.] [B]"O, her an yaratma halindedir." [/B]Rahman 29 İşte bu ilimler kendi başınıza öğrenebileceğiniz ilimler değildir. Bu ilimleri öğrenmek için, hakikat ehli bir zâta müntesip olmanız gerekmektedir. Bunlar, Felsefe yaparak veya kendi aklınızla öğrenebileceğiniz şeyler değildir. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Tasavvuf
Tasavvuf Farz Mıdır?
Üst
Alt