Tevekkül Nasıl Olmalıdır.

Elifgül

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
7,319
Tepkime puanı
118
Çalışmanın ve sebeplere yapışmanın ihmâli tembellik demek olduğuna göre, tevekkül ile tembellik arasında bir zıtlık vardır.

islâm dînînde tevekkül vâcib, tembellik haramdır

Tevekkül demek, görevin îfâsını ALLAH`a havâle etmek değildir; emri ve kararı ALLAH`a bırakmaktır.

ALLAH`ın emrini canla başla yerine getirmeye çalışmaktır.

Kısacası tevekkül, "tefvîz-i vazife" (görevi havâle) değil; "tefvîz-i emr" (kararı havâle)dir.

Birçokları bu konuda gaflete düşerek tevekkülü, vazifeyi terk etmek sanırlar. Yani kulluk görevlerinin yerine getirilmesini ALLAH`a havâle edip, emir ve komuta mercii olarak kendilerini görmek isterler.

Sanki kul vazifesiz oturacakmış, namaz, oruç, zekat, cihad vs. gibi görevleri ALLAH-ü Teâla ona emredip yaptırmayacakmış da (hâşâ) onun yerine ALLAH yapacakmış gibi bâtıl bir zihniyet taşırlar.

isrâiloğullarının vaktiyle Hz. Musa`ya: "Git, sen ve Rabbin ikiniz savaşınız, işte biz burada oturup duracağız." (Maide 5/24) dedikleri gibi demek isterler.

Bu ise ALLAH`a tevekkül ve îtimat değil; O`nun emrine güvensizliktir, tevekkülsüzlüktür ve ALLAH korusun küfürdür. "ALLAH hakkında o çok yanıltıcı (şeytan) sizi yanılgıya düşürmesin." (Lokman 31/33) âyetinde de uyarıldığı gibi, bu olsa olsa şeytan yanıltmasıdır. iyi bilinmelidir ki, tevekkülün belirtisi emre gönül vermek ile vazife sevgisidir

Başta da belirttiğimiz gibi tevekkül kelimesinin anlamında Arap dilindeki kalıbı gereği bir zorlama vardır.

Bu da herhangi bir konuda aklî ve bedenî gücü, yani metod ve eylem fonksiyonunu kullanmayı, dayanılıp îtimat edilecek yere bunun sonucunda dayanmayı ifade eder.

Bir kere azmettin mi artık ALLAH`a tevekkül et."19 âyeti buna açıkca işaret eder.

ALLAH`ın sözleri arasında çelişki olmayacağına göre tevekkülün, hiçbir iş yapmadan ALLAH`tan birşey beklemekle ilişkisi olamaz.

ALLAH kuluna çeşitli ibâdetler yüklemiş, çalışmasını, ilim öğrenmesini, rızkını aramasın, düşmanlarına karşı güç hazırlamasını, bilmediğini bilene sormasını, işlerinde istişâre etmesini, kendisine yakarmasını, duâ etmesini, âdil olmasını, yani herşeyi en uygun yerine koymasını, bunun için metot ve yöntem bilmesini emretmektedir.

Diğer yönden kendisine tevekkül etmesini istemekte ve tevekkül edenleri sevdiğini söylemektedir.

Demek ki tevekkül, bütün bu emirleri yerine getirdikten sonra duyulan huzur ve güvendir.
Alıntı..
 
Üst Alt