Türkü

ceylannur

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
2 Eylül 2011
Mesajlar
3,872
Tepkime puanı
37
TÜRKÜ

“Karakoyun, Yaşar, Serenler, Karahisar Kalesi” meşhur Afyonkarahisar türküleridir. Hemen hemen bütün türkülerimizin bir hikâyesi vardır.

Karakoyun Türküsü

Bir yörük çobanı, Sandıklı’nın Kumalar Dağı’nda sürüsünü güderken beş hırsız gelerek Çobanın elini, kolunu bağlarlar ve sürüyü toplayıp kaçırmak isterler. Fakat sürüyü bir türlü yürütemezler. Buna sinirlenen hırsızlar Çobanı sıkıştırmaya ve işkenceye başlarlar. Çoban da “Benim sürüm kavalsız kalkmaz. Ellerimizi ve kollarımı çözün, sürüyü yürüteyim.” der. Hırsızlar çobanın bu teklifini kabul ederek elini kolunu çözerler. Çoban, kavalını çalar çalmaz sürü hemen yürümeye başlar. Ta uzaklardaki çadırda kaval sesini duyan yörük beyinin kızı, sürüye hırsız geldi diye telâşla bağırmaya başlar. Yörükler hayret ve telâşla toplanarak kaval sesi gelen yere koşuşurlar. Karşıdan yörüklerin üstlerine doğru geldiğini gören hırsızlar sürüyü bırakarak kaçarlar. Bu olay oba içinde hayret uyandırır. Kızın kaval sesinden çıkardığı anlam, birçok dedikodulara da yol açar. Kızla çobanın seviştikleri sonucuna varılır. Obanın dedikoduları ve kızının adının çekiştirilmesine üzülen Yörük Beyi, birgün çoban, kaval çalarken “Kavalın sesi keskin, kızı bununla mı ayarttın.” der. Çoban da “Ben koyunlarımı bile bununla idare ederim. Susamış sürülerimi suyun başında bekletirim.” deyince; ihtiyar Yörük de, “Ben koyunlara üç gün tuz yedireyim de sen sürüyü suyun başında tut bakalım.” der. Çoban buna razı olur. Fakat bütün sürünün itaatından emin olan çoban, bir tek karakoyundan korkmakta ve şüphelenmektedir. Sürüye üç gün hiç su vermeden tuz yalattıktan sonra, dereden akan suya salıverir. Çoban da kavalını çalmaya başlar. Tam koyunlar suyun başına vardıklarında kavalın ahengi değişir. Bütün sürü olduğu gibi yerinde başları yukarıya doğru beklerler. Yalnız karakoyun aşağıya, suya varır. Suyun sahibi ihtiyar Yörük ve bütün oba halkı onu görünce şaşarlar ve birbirlerinin yüzüne bakarlar.


O sırada Yörük Bey’i çobana “Aşk olsun, fakat karakoyun neden haşarıdır?” diye sorar. Çoban, “Birgün ablama süt sağarken sağdırmak istemedi de elimle onun başına vurmuştum!” deyince, Yörük Beyi “Kızı hakettin ve güveyim oldun.” der.”


Fakat bu olaylar sırasında karokuyunun kuzusu ölmüştür. Çoban, kuzusunun sesini, anasına verilen tuzdan bilir. Bu ölüme sebep olduğu için içine dert, acı çöker. Acısını ve üzüntüsünü ifade etmek için de bu türküyü yakar.




Koyunum seni yaylalara çekeyim

Kınalı taşlara tuzlar dökeyim

Kuzun öldüyse sana kuzu yakayım

Ablam sağsın ben karşıdan bakayım


Karakoyun koyunların benidir

Akkuzu ile yüreğim yağıdır

Yerimi sorarsan Kumalar Dağı’dır

Meleme koyun meleme, vazgeç kuzundan

Çok analar ayrı düşer kızından


Koyun seni yaylalarda güdeyim

Seni alıp da elimle yedeyim

Kuzun öldü ben Allah’a nedeyim

Meleme koyun meleme, vazgeç kuzundan

Çok analar ayrı düşer kızından




Korkar oldun şu dağların kurdundan

Koyun geldi kuzu gelmez ardından

Ben de bıktım bu ananın derdinden

Ağlama koyun ağlama, vazgeç kuzundan

Çok analar ayrı düşer kızından

Ben koyunu güttüm güttüm getirdim

Ablam sağdı karşısında oturdum

Nerde kaldı, nerelerde yitirdim

Ağlama koyun ağlama, vazgeç kuzundan

Çok analar ayrı düşer kızından


Karakoyun sana çanlar

Takayım da ben keyfime bakayım

Senin için dağı taşı yıkayım

Meleme koyun meleme, vazgeç kuzundan

Çok analar ayrı düşer kızından


Koyunum sana üç gün tuzlar yedirdi, m

Yedirdim çiğerini ağrılarla bitirdim

Seni aldım pınarbaşına getirdim
İçme koyun içme dön geri

Şimdi sözünü tutmanın yeri

AF(İ)YON’UN ORTASINDA KALESİ


Af(i)yon’un ortasında kalesi

Üzerinde vardır “Kızlar Kulesi”

Zümrüt gibi yeşillenmiş ovası

BAĞLANTI -Ay karanlık gece vurdular beni

Yarin yazmasına sardılar beni


Galecikten ayva gelir gar gelir

Gümüş yüzük parmağına dar gelir

Ben de sandım meyhaneden yar gelir

Ay karanlık göremedim yolumu

Bilemedim cerrah kesti golumu

Bir incecik yol gidiyor Gördes’e

Ilgıt Ilgıt kanı aktı mor fese

Nasıl kıydın yeşil gözlü Firdes’e

Ay karanlık göünmüyor yolumuz

Üç kardeştik kurban gitti birimiz

Bir incecik yol gidiyor Yemen’e

Ilgıt ılgıt kanım aktı çimene

Öldüğümü duyurmayın anama

Ay karanlık gece vurdular beni

Yarin yazmasına sardılar beni





GIZ SENİN ADIN


A gız senin adın, (da) Dudu Men men mendili de

Kim taradı, (da) kimler yudu Yakmış kandili de

O da güzellerin adı Bulmuş dengini de

BAĞLANTI - Oğlan men men men men Oğlan men men men men

Neden de sen, yandım ben Neden de sen, yandım ben

Ben yanıyorum aman Ben yanıyorum aman



A gız senin adın (da) Nazik A gız senin adın (da) Hava (Havva)

Ak kolları (da) tak bilezik Bir öpsen (de) dertlere deva

Sen orada da (Aman) bize yazık Bunda darılacak va(r )

BAĞLANTI BAĞLANTI


Halk Müziği Sazları

Afyonkarahisar’da geleneksel halk müziğinde kullanılan sazlar davul-zurna, klarnet, kabak kemençe, saz, def ve tahta kaşıktır. Düğünlerde genelde kadın eğlencelerinde bekçi kadınların çaldığı “delbek” adı verilen bir çeşit def kullanılır.


Bu sazların diğer bölgelerdeki sazlardan pek büyük farkı görülmemektedir.

 
Üst Alt