Yorgunluğun nedenleri

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
yorgunluğun ilacı, sürekli yorgunluğun nedenleri, aşırı yorgunluğun nedenleri, yorgunluğun nedenleri nedir halsizlik ve yorgunluğun nedenleri, vücutta yorgunluk nedenleri, yorgunluk giderici bitkiler
yorgunluk.jpg

Yorgunlukla savaşmanın yolları

Bahar aylarını yaşadığımız şu günlerde neredeyse herkes üzerlerine çöken yorgunluktan yakınır.

Forbes dergisinde yer alan habere göre, yorgunlukla savaşmak ve enerjinizi artırmak için beslenmenize, spora ve uykunuza dikkat etmelisiniz.

"The Fatigue Solution: Increase Your Energy In Eight Easy Steps" isimli kitabın yazarı Eva Cwynar, yorgunluğunuzu azaltmanın diğer yollarını şöyle açıklıyor:

3-4 saatte bir yemek yiyin: Gün içinde 3 ana öğün yerine 3-4 saatte bir sık sık yemek yemelisiniz. Meyve ve fındık, fıstık gibi atıştırmalıklar, tel peynir ya da köy peyniri de kan şekerinizin düşmesini önleyecek ve enerji seviyenizin yüksek kalmasına yardımcı olacaktır.

Protein yüklemesi yapın: Yorgunlukla baş etmek için bol miktarda protein yemenin gerekli olduğunu söyleyen Cwynar, özellikle sabahları kahvaltıda yumurta veya proteinli tahıl gevreği yemenizi öneriyor. Eğer sadece karbonhidrat yerseniz, gün bitmeden erkenden yorgun düşersiniz.

Midenizdeki toksinleri temizleyin: Enerji seviyeniz sindirim sisteminizin sağlığına bağlıdır. Sık sık şişkinlik ya da yorgunluk hissediyorsanız, midenizin şekle girmeye ihtiyacı var demektir. Günde 8 bardak su içmenizi öneren Cwynar, yapay tatlandırıcılardan uzak durmanızı, lif bakımından zengin yiyecekler tüketmenizi ve kahve tüketiminizi de azaltmanızı istiyor.

Egzersiz: Enerji seviyenizin artması için egzersiz gerekli ve önemlidir. Ayrıca kaliteli bir uyku da tüm gün boyunca sizi sağlıklı olmanıza yardım eder. Ancak egzersizi saat 16'dan sonra yapmayın. Egzersiz yapmak için en iyi zaman sabahlarıdır. Çünkü bu saatlerde egzersiz yapmak sizi canlandırır.

Uykunuza dikkat edin: Eğer yatak odanızın yeterince hijyenik olmasını sağlarsanız daha iyi uyursunuz. Yatak odanıza televizyon koymayın ve oda sıcaklığının çok yüksek olmamasına dikkat edin. Her gün aynı saatte yatın ve kalkın. Uyumakta zorlanıyorsanız, yataktan kalkın ve tekrar uykunuz gelene kadar dolaşın.

Tiroidlerinizi kontrol ettirin: Milyonlarca insanda tiroid problemi olmasına rağmen bunların sadece yarısının teşhis edilebildiğini söyleyen Cwynar, geceleri kabus görmenize, bunalımda olmanıza, konsantrasyon bozukluğuna ve aşırı yorgunluğa tiroid hormonunuz yol açtığını belirtiyor.

Hormonlara dikkat: Hormonlar yorgunluğu önemli ölçüde etkileyebiliyor ve bunlar için doğal tedaviler bulunuyor. Daha çok meyve ve sebze tüketin, lifli ve karmaşık karbonhidratlar içeren yiyecekleri tercih edin, tuzdan ve kahveden uzak durun, daha çok egzersiz yapın.

Test yaptırabilirsiniz: Sürekli bir aşırı yorgunluktan şikayet ediyorsanız, altta yatan bir neden olup olmadığını tespit etmek için test yaptırabilirsiniz. Gıda alerjisi testinden vitamin analizine ve adrenalin testine kadar birtakım testler yaptırıp bir sağlık sorununuz olup olmadığını belirleyebilirsiniz.

Kronik Yorgunluk Sendromu ve çözümleri

Bu rahatsızlığın en belirgin özelliği, altı ayı aşkın bir süredir devam etmekte olan ve kişiyi engelleyen nedeni belirsiz yorgunluk nöbetleridir. Daha önceleri miyaljik ansefalomiyelit (ME), kronik yorgunluk ve immün disfonksiyon sendromu, postviral yorgunluk sendromu, Epstein-Barr virüsü sendromu, kalıcı virüs hastalığı, nevrastani ve “20. yüzyıl hastalığı” olarak da tanımlanıyordu.

Kronik yorgunluk sendromundan mustarip her beş kişiden yaklaşık dördü kadındır ve hastalık genellikle 20′li ve 30′lu yaşlarda ortaya çıkar. Teşhis, aynı semptomlara sebep olabilecek enfeksiyöz mononükleoz gibi diğer hastalıklar elenmek suretiyle konur. Şiddeti değişiklik gösteren kronik yorgunluk sendromu kişiyi aylar, hatta yıllar boyu engelleyebilir. Hastalığın tekrarlaması sık görülen bir olaydır; ancak hastaların çoğunda beş yıl geçtikten sonra belirtiler asgariye iner, diğerlerinde ise hastalık tamamen geçer.

Kronik yorgunluk sendromunun nedenleri bilinmemektedir. Hastalık bazen viral bir enfeksiyonu (nezle virüsü veya enfeksiyöz mononükleoz hastalığına yol açan Epstein-Barr virüsü ile) takiben ortaya çıkar, ancak bazı uzmanlar bu durumun tesadüf olduğuna veya viral enfeksiyonların nedeninin kronik yorgunluk sendromunun başlamasıyla bağışıklık sisteminin zayıf düşmesine bağlı olduğuna inanmaktadır. Son yıllarda yapılan araştırmalar, bu hastalığa yakalanan kişilerde, pineal bez tarafından salgılanan ve vücudun günlük ritmini etkilediği düşünülen melatonin hormon seviyesinin normalin üstünde olduğunu ortaya çıkarmıştır. Hastalığın diğer olası nedenleri arasında böcek ilaçlan, kurşun zehirlenmesi ve düşük östrojen seviyesi sayılmaktadır.

Psikolojik faktörler bu hastalıkta özellikle önem taşımaktadır. Her iki hastadan biri kendini depresyonda hissetmekte, her dört hastadan birindeyse başka bir akıl sağlığı problemi bulunmaktadır. Ancak, bunların hastalığın nedeni mi, yoksa sonucu mu olduğu saptanamamıştır. Çalışmalar bu hastalık açısından en kuvvetli risk faktörlerinin depresyon, anksiyete ve stres olduğunu göstermekteyse de, bunlar hastalığı aylar veya yıllarca süren bir hastanın içine düştüğü ruh halinin makul bir sonucu olarak da ortaya çıkabilir. Beden ve zihin, seviyeleri “bedensel” ve “zihinsel” hastalıkların etkisiyle değişebilen hormonlar, nörotransmitterler ve diğer vücut kimyasallan ile birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.


Bu hastalık enerjik, meşgul, sorumlu ve başarılı kişilerde daha çok görülür. Bununla ilgili teorilerden biri, bu kişilerin pek çoğunun kendilerini aşırı zorladıkları, enfeksiyon veya diğer streslere karşı dirençlerini yok ettikleri ve böylece, uyarıcı bir nörotransmitter olan serotonin seviyesinin etkilendiği şeklindedir.

Belirtiler

Karşı konulamaz bir yorgunluğun yanı sıra, kronik yorgunluk sendromunda baş ağrısı, bulantı ve uyku sorunlan ile kaslarda seğirme, zayıflık ve ağn ortaya çıkar. Bazı kişilerin konsantrasyonu ve hafizalan zayıflar, ısınmakta güçlük çekerler ve lenf bezleri şişer. Diğer olası belirtiler arasında baş dönmesi, konuşurken geveleme, boğaz ağnsı, bayılma, nefes darlığı, ses, ışık, temas ve kokulara karşı aşırı hassasiyet sayılabilir.

Korunma

İyi bir beslenme rejimi ve düzenli egzersizle yaşam tarzınızı düzeltin. Hayatınızdaki stresleri azaltmaya çalışın ve özellikle kronik yorgunluk sendromunun birkaç kez tekrarlanmış olması halinde daha etkili stresle başa çıkma stratejileri uygulayın.

Tedavi (Doğal Yöntemler & Bitkisel Çözümler)

Uzmanlar giderek geliştirilen fiziksel egzersizler yapmanızı tavsiye ederler. Aynı zamanda depresyonda olan kişiler için bilişsel-davranış terapisi fayda sağlayabilir. Bu terapi hastalığınız hakkındaki düşüncelerinizi değiştirmeniz ve hastalığın belirtileriyle daha iyi başa çıkmanız konusunda size yardımcı olur.

İstirahat ve egzersiz: Semptomların en ağır olduğu zamanlarda, ikindi uykusu gibi günlük bir istirahat şarttır. Ancak, fazla dinlenmek kas kaybına dolayısıyla insanın kendini daha da güçsüz hissetmesine neden olacağından, kendinizi iyi hissettiğiniz zamanlar fiziksel egzersizlerinizi gittikçe artan bir biçimde uygulamalısınız. Önce yürümek veya yüzmek gibi hafif egzersizlerle başlayın. İyileştikçe, yaptığınız egzersizlerin yoğunluğunu ve süresini arttınn; ancak kendinizi yorgun hissetmeden bırakın. Semptomlar belirip kayboluyorsa, belirdiğini hissettiğiniz an dinlenmeye özen gösterin. Şansınız varsa, nöbetin gelmesini bu şekilde önleyebilirsiniz.

Stres yönetimi: İnsanlardan, sizden beklentilerini kısmalarını isteyin ve gerektiği zaman hayır demesini öğrenin. Gevşeme kasetleri dinlemek, düzenli olarak hafif yoga hareketleri yapmak veya nefes tekniklerini uygulamak sizi rahatlatacaktır.

Beslenme: Sağlıklı bir beslenme rejimi bağışıklık sisteminizi güçlendirir ve stresle başa çıkma becerinizi artırır. Şayet iştahınız yoksa, şeker

Uyarıcı yağ: Bir şişe zeytinyağına, yorgunluğunuzu giderebilecek bir çorba kaşığı taze biberiye ekleyin. Bu kokulu yağı yemek veya salatalarınızda kullanın.

içeren yiyeceklerden fazla yemeyin. Şekerli yiyeceklere düşkünlük kan şekeri seviyesinde hızlı yükselişlere neden olur. Her yükselişi takiben şeker seviyesi aşın düşüp nor-malin altına inerek kendinizi yorgun hissetmenize yol açar. Şekerin yanı sıra kafein ve alkolü de kesmeli ve bol sıvı tüketmelisiniz.

Kronik yorgunluk sendromunda bazı besinlere karşı hassasiyet görülebilir ve bu da hastalığın belirtilerini ağırlaştırabilir. Bir besine karşı hassasiyet oluştuğunu düşünüyorsanız, belirtileri ağırlaştıran besinleri bulmak için gerekli adımları atın ve bunlardan kaçının. Besin hassasiyeti genellikle süt, buğday, sirke, peynir, turşu ve soya sosu gibi mayalı yiyeceklere karşı oluşur.

Takviyeler: Bazı kişiler, bunu destekleyen çok az sayıda bilimsel kanıt olmasına rağmen, vitamin takviyesinin bu hastalığa iyi geldiğine inanır. Bağışıklık sisteminizi güçlendirmek isterseniz A, C ve E vitamini, selenyum, koenzim Q10, B vitamini kompleksi, magnezyum, potasyum ve çinko içeren bir antioksidan takviyesi alın. Çoklu vitamin ve mineraller içeren tabletlerden de kullanabilirsiniz. Balıkyağınm da bazılarına yararı olur.

Bitkisel ilaçlar


Ekinazya, labada, yoğurtotu ve yabani çivitotu kanşımı olan çaylardan en az altı hafta süre ile günde bir bardak için. Bu tedaviye birkaç ay devam etmek gerekebilir.
Meyankökünün antiviral etkisi vardır ve vücuttaki doğal bir hormon olan ve stresle başa çıkmamızı sağlayan kortizol seviyesini yükseltir. Günde iki kere 2 ila 3 bin miligram meyan-kökü alın. Altı ila sekiz hafta sonra kendinizi daha iyi hissederseniz, bunu giderek azaltabilir ve onun yerine üç ay kadar günde bir kere an-tidepresan etkisi olan şifalı ginseng kökünden küçük bir doz alabilirsiniz. Geven de bunun yerini tutar.
Antidepresan özelliği nedeniyle sarı kantaron da genellikle iyi gelir.
Evening primrose yağı da yararlı olabilir.

Aromaterapi:

Gevşemek ve stresten kurtulmak istediğinizde, bir mendile damlattığınız birkaç damla lavanta yağının kokusunu içinize çekin.

Botanik güçlendiriciler: Şifalı otların çoğu bağışıklık sistemini güçlendirir ve strese karşı koymakta yardımcı olur. Kronik yorgunluk sendromuna yakalananlar için en yararlı bitkiler; ekinazya, yoğurtotu, labada ve mayanköküdür.
Ilık küvet suyunuza ikişer damla ıtır, lavanta ve sandal ağacı yağı ve bir damla ylang ylang yağı damlatıp gevşetici bir banyo yapın.
Bir mendile, 20 damla adaçayı, 10′ar damla Isparta gülü ve fesleğen yağı ile hazırladığınız karışımdan birkaç damla damlatın ve sinirleriniz bozuk olduğunda moralinizi düzeltmek için sabah akşam bunun kokusunu içinize çekin. Hamileliğin ilk 20 haftasında adaçayı ve fesleğen yağlarından kaçının.

Çiçek özleri: Bunlar kronik yorgunluk sendromunda olduğu gibi beden ve zihnin birlikte etkilendiği durumlarda ruhsal ve duygusal sorunların giderilmesinde kullanılmaktadır. Özellikle sinirleriniz bozuk olduğunda veya her şeye karşı ilginizi kaybettiğiniz zamanlarda çiçek özlerinin size çok faydası olur. Etkisi bir anlamda, ilacınızı seçmeden önce kendi duygusal endişelerinizi tanımlamanız gereğinden kaynaklanıyor olabilir. Bir soruna çözüm ararken atılması gereken ilk adım, sorunu tespit etmektir. Ancak, kronik yorgunluk sendromu gibi rahatsızlıklarda bunalıma giren hasta duygulannı derinlere gömer, görmezlikten gelir ve böylece iyileşme sürecini uzatır. Aşağıdaki ilaçlardan bir veya birden fazlasını seçip kullanın.

Orman Asması: canlılığı artırmak için.
Zeytin: her türlü strese karşı.
Bach’ın Kurtarma İlacı: aniden oluşan stresin etkileriyle mücadelede, bilhassa titreme ve baygınlık hissedilen hallerde.
Yabani Gül: kayıtsızlık halinde.
Söğüt: bu hastalığın beraberinde getirdiği kısıtlamalara duyulan kızgınlığa karşı.

Homeopati: Aşağıdaki ilaçlar yorgunluk ve bitkinliğin tedavisinde yararlıdır:

Arnica: aşın çalışmaktan strese girdiğinizde veya başka bir nedenle aşırı meşgul olduğunuzda.
Eupatorium: kas ağnlarının veya grip benzeri semptomların giderilmesinde.
Ignatia: bunalıma sürükleyen strese ve huzursuz uykulara karşı.
Rhus toxicodendron: kas ağrılarının veya grip benzeri semptomların giderilmesinde, bilhassa geceleri ağırlaşıyor ve üşümenize neden oluyorsa.
Sepia: bunalım, ağlama ve çaresizlikle birlikte hissedilen yorgunluğa karşı.

Ne Zaman Tıbbi Yardım Gerekir?


Yorgunluk ve diğer belirtiler evde yapılan tedaviyle giderilemezse.
Belirtiler iş, uyku, sosyal ilişkiler ve yaşamın diğer önemli işlevlerini aksatıyorsa.
Hastalıkta uzun süre iyiye gittikten sonra aniden bir gerileme yaşanırsa.
 
Üst Alt