Zikrullahın önemi ve manası

ferit

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Şubat 2011
Mesajlar
365
Tepkime puanı
21
ZİKRULLAH’IN MANASI ve ÖNEMİ

Zikrin manası, Allah-u Teala’yı meth-ü sena etmek maksadı ile dilden ve gönülden gelen güzel kelimelerle anmak demektir.

Zikrullah; marifetullah yolunun esası, kalbin ve ruhun kavuşturucusudur.

Zikrullah; kalplerin nuru, ruhların huzurudur. Gözlerin cilası, her derdin devasıdır. Zikrullah ile meşgul olmak, kalbin müstakim olmasını sağlar. Kalbe ferahlık ve genişlik verir, kalpte inşirah hasıl olur. Zikrullah ile meşgul olan kimseye mehabet, halavet ve güzellik verir. Zikrullahla meşgul olanların kalpleri kuvvetli olduğu gibi, bedenleri de kuvvetli olur. Zikrullah kul ile cehennem arasında siperdir. Zikrullah ilahi bir emir gereğidir. Yüce dinimizin emir buyurduğu ne kadar ibadet varsa hepsi de zikrullahın ikamesi ve icrası içindir. Allah-u Teala Kur’an-ı Kerim’inde:"Benim zikrim için namaz kıl!” (Taha:14)

Bir başka ayet-i kerime’de Rabbimiz buyuruyor:

“ Ey iman edenler! Allah’ı çok çok zikredin.” (Ahzab:41) Bir kudsi hadis-i şerifte şöyle buyuruluyor: Ebu Hureyre'nin (r.a.) haber verdiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz Aziz ve Celil Allah şöyle buyurur: Ben kulumun beni zannettiği gibiyim. Kulum beni anarken ben muhakkak onunla beraber bulunurum. Eğer o beni gönlünde gizlice zikrederse, ben de onu gönlümde zikrederim. Eğer o beni bir cemaat içinde zikrederse, ben de onu o cemaatten daha hayırlı bir cemaat içinde zikrederim. Kulum bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım. Kulum bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak varırım."Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4832

Bir kul için bundan daha güzel bir müjde ne olabilir ki? Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:

"Kim bir mecliste Allah'ı zikretmeden oturup kalkarsa Allah'tan nasibini alamamış, Allah'ın lütfuna nail olamamıştır. Kim yattığı yerde Allah'ı zikretmezse Allah'tan nasibini alamamış, Allah'ın lütfuna nail olamamıştır. Kim yürüdüğü bir yerde Allah'ı anmazsa Allah'tan nasibini alamamış, Allah'ın lütfuna nail olamamıştır. " [Ebû Dâvud ve Tirmizî.]

Hz. Ebû Musâ (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "İçerisinde Allah zikredilen evlerin misali ile içerisinde Allah zikredilmeyen evlerin misâli, diri ile ölünün misali gibidir." [Buhârî, Daavât 66; Müslim, Salâtü'l-Müsâfirin 211, (779).]

Hadiste, içerisinde Allah'ın zikredildiği ev, diriye; zikrullaha yer verilmeyen ev de ölüye benzetilmektedir. Aslında kastedilen, evin içindekilerdir. Yâni Allah'ı zikreden kimseler diridirler, yaratılış gâyesine uygun faaliyet ve iş yapıyorlar demektir; zikretmeyenler ise ölü gibidirler, yâni yaratılış gayesi olan ibâdeti yapmıyorlar demektir. Âyet-i kerîmede: "Biz cin ve insanları ancak ibâdet için yarattık" (Zâriyat 56) buyurulmaktadır.

Zikrullah; dinimizin emri, imanın alameti, ibadetlerin piri, aklın nuru, kalbin cilası, gönlümüzün miracıdır. Bir hadis-i şerif’te: “Zikrullah kalplerin şifasıdır.” buyruluyor.(Münavi)

Zikrullahla, ibadet ve taat ile kalplerimizin şifa bulması dileğimle…
İsmail AYAZ
 
Üst Alt