Ruhun Allah'ın zatında yok olması nedir?

Ruhun Allah'ın zatında yok olması nedir?

Mevlâna gibi pek çok alim bildirmiştir,yok olmak yani Allah'ın zatında yok olması ruhun mümkün olabilir. Mevlâna hazretleride yok olacağını fakat bu yok oluşun Allah'a karışmak olmadığını bildirmiştir. Yani Allah'ın zatında yani yanında var olmaktır bu. Ruh Allah'a ulaşıp,Allah zatında yok olabiliyormuş. Eğer bu yok oluş olursa çok iyi olur benim düşüncem. Tabi ruh Allah yanında var olmaya devam edilir bu şekilde. Mevlâna'nın,yokluk ile ilgili bir sözü ile bunu kasıt etti herhalde. Tabi ruh nasıl oldu sorusu aklınıza gelebilir. Yaratılanlara verilen ruh,Allah'ın kendi ruhundan üfürmesidir. Yani ruh,Allah'ın kendi ruhundan üfürmesi ile oluşmuştur. Allah'tan üfürülen bu ruh yine Allah zatında yok olabilir.

Yokluk ile ilgili bir makale bağlantı adresi: https://www.somuncubaba.net/makale/yokluk-yolunda-yok-olup-hakiki-varligin-zahir-olmasi

Kayıtlıüye' Alıntı:

Ruhun Allah'ın zatında yok olması nedir?

Mevlâna gibi pek çok alim bildirmiştir,yok olmak yani Allah'ın zatında yok olması ruhun mümkün olabilir. Mevlâna hazretleride yok olacağını fakat bu yok oluşun Allah'a karışmak olmadığını bildirmiştir. Yani Allah'ın zatında yani yanında var olmaktır bu. Ruh Allah'a ulaşıp,Allah zatında yok olabiliyormuş. Eğer bu yok oluş olursa çok iyi olur benim düşüncem. Tabi ruh Allah yanında var olmaya devam edilir bu şekilde. Mevlâna'nın,yokluk ile ilgili bir sözü ile bunu kasıt etti herhalde. Tabi ruh nasıl oldu sorusu aklınıza gelebilir. Yaratılanlara verilen ruh,Allah'ın kendi ruhundan üfürmesidir. Yani ruh,Allah'ın kendi ruhundan üfürmesi ile oluşmuştur. Allah'tan üfürülen bu ruh yine Allah zatında yok olabilir.

Genişletmek için tıkla ...

Sen, Hz. Allah 'ı ne zannediyorsun.? Kafanda nasıl bir Yaratıcı, nasıl bir Allah tasavvuru vardır ki, Hz. Allah 'ın Zatı ile yan yana olmaktan bahsede biliyorsun. Hz. Allah 'ı bilmediğin gayet açık ve net. Kafanda belli ki zannı bir yaratıcı inancın var ve bu inanış, varlığını kabul ettiğin bir Allah inancından öte değil.

Bildiğin, varlığının şahidi olduğun bir Allah 'a değil, varlığını kabul ettiğin bir yaratıcıya inanıyorsun.

Ve bilmediğin için de sap ile samanı birbirine karıştırıyorsun. İki var bir arada bulunmaz. Haşa, Allah var ise sen yoksun, sen var isen de haşa Allah yok, yok mesabesindedir. Bu durumda kul, Allah ile nasıl yan yana olabilir.?

Bu ikilikten kurtulmak için, nefsini bilmen gerekir. Nefsimi biliyorum demek bir biliş değildir. Hz. Allah 'ın sıfatlarını bilmek, bu sıfatlarını da müşahede edebilmek gerekir. Birilerinin yazmış olduğu satırlar sana hiç bir şey katmadığı gibi, okuyana da hiç bir şey katmaz.

İstediğin kadar baldan bahsetsen de, ağzın tatlanmaz. Bilmediğin mecralar sana kârdan çok zarar getirir. Şirkten kurtulamazsın. Kendinde olmayanı varmış gibi göstermek de sana bir şey kazandırmaz, kaybettirir.

Yoklukta varlık gizli olduğunu bazı alimler söyler. Yok olunca hakiki varlık zahir oluyormuş. Bende bunu duyunca bu makaleyi yazdım. Mevlâna gibi bir evliya sanırsam bunu başarabilir gibi geldi bana. Ruh nasıl var oldu? Allah çamura şekil verdi, kendi ruhundan üfürdü ve ilk insan var oldu bu şekilde. Normal insanlar ilk olarak ölecek sonra yeniden diriltilip var olacak tekrar. Ruh tekrar yeni var olan bedeni giyecek ve mahşerde olacak. Burada bahsedilen yok olup hakiki varlığın zahir olması, evliya gibi bazı vasıfı olan insanlar için geçerli olabilir. Nasıl olduğunu ancak Allah bilir. Ben başaran belki olabilir diye yazdım.

Kayıtlıüye' Alıntı:

Yoklukta varlık gizli olduğunu bazı alimler söyler. Yok olunca hakiki varlık zahir oluyormuş. Bende bunu duyunca bu makaleyi yazdım. Mevlâna gibi bir evliya sanırsam bunu başarabilir gibi geldi bana. Ruh nasıl var oldu? Allah çamura şekil verdi, kendi ruhundan üfürdü ve ilk insan var oldu bu şekilde. Normal insanlar ilk olarak ölecek sonra yeniden diriltilip var olacak tekrar. Ruh tekrar yeni var olan bedeni giyecek ve mahşerde olacak. Burada bahsedilen yok olup hakiki varlığın zahir olması, evliya gibi bazı vasıfı olan insanlar için geçerli olabilir. Nasıl olduğunu ancak Allah bilir. Ben başaran belki olabilir diye yazdım.

Genişletmek için tıkla ...

Yani diyorsunuz ki; Bal yemedim ama, balın tadı herhalde anlatıldığı gibidir..!

Kendinde olamayan hasletlerden bahsetmek sana ne kazandırıyor.? Kişi, bildiğinin alimi, bilmediğinin cahilidir.

Yokluk, yok olmak anlamında değil. İnsan, Allah 'ı bilecek yetenekte var edilmiştir.

Bu sır, gizli, kapalı değil, Evliyasına verdiği lütuftan, sıradan kullar da nasiplidir. Bu manada Allah 'ı bilen, kendisinde olanı da bilir. Bu biliş, bütün güç, kuvvet, kudret ve iradenin Allah 'a ait olduğunun idraki ile kulun acziyetini, hiçliğini idraki, anlaması, kavramasıdır.

Kulda olan varlık, dünya hayatını idame edebileceği ölçüdedir, fazlası değil. Hadiste, ''gizli bir hazine idim, bilinmekliğimi murat ettim'' buyruluyor. Hz. Allah 'ın ne olduğunu, ne olmadığını bilmek, insanlığın vazifesidir. Bilmediğin bir Allah 'ı nasıl tefekkür edebilirsin.? Önce Allah 'ı bil, bu, iman sahibi kulların en başta gelen görevidir..

Allah 'ı bilmeden bir yere varılamaz. Dünya hayatının fakirliği olduğu gibi, ahiretin de fakirliği var. Ebedi hayatta bu fakirliğe nasıl tahammül edile bilir.? Zannı bir Yaratıcı inanışı, iman eden bir kul için yeterli değildir.

İbadet ve taatlar araçtır, gereçtir, amaç değildir. İbadetler Allah 'ı bilmek, Allah 'a yakınlaşmak için sadece vesiledir.

Amaç Allah 'ı bilmektir..! Gerçek ilim budur.

Hz. Allah Mümin suresi 11. ayette buyuruyor ki;

Dediler ki: "Rabbimiz, bizi iki kez öldürdün ve iki kez dirilttin. Günahlarımızı itiraf ettik. Şimdi çıkmak için bir yol var mı.?"

Bu ne demek biliyor musun.? İnsan ruhlar aleminde, ezel'i ervahta yaratıldı. Hz. Allah bütün kullarına sordu; Ben sizin Rabbınız değil miyim.? İblis ve iblise uyanlar hariç, ''evet sen bizim Rabbımızsın'' dediler.

İşte ezeli'i ervahta ''evet'' diyenlerle, demeyenleri ayırt etmek ve bunu biz insanlığa göstermek için dünya hayatı var edildi ki, bizden beklenilen sadakat ve samimiyeti Hz. Allah 'a ispat edelim, gösterelim. Bu ilk yaratılıştı.

Bizler ezel'i ervahta öldürülüp, bir anne ve baba vesile kılınarak dünya hayatına gönderildik.. Bu ikinci yaratılış..

Neticede bu hayat da geçici ve bir gün mutlak ölüm ile dünya hayatı da son bulacak. Bu sefer kabir hayatı başlayacak.

Sonra kabir hayatı da bitecek ve tekrar diriltilip, ebedi hayat başlayacak ve ölüm öldürülecek. Artık ölüm diye bir olgu yok.

Ruhlar aleminde ilk kez yaratıldık, ve öldürüldük.

Dünya hayatına gönderildik, yaratıldık ve kaçınılmaz son tekrar ölüm mutlak..

Ve kıyamette diriltilip, ebedi hayata başlanacak.. Üç kez yaratılış, iki kez ölüm var.

Biraz tefekkür edebilirsen, belki bir sonuç alırsın, ama belki.

Anlattıkların doğru gibi görünüyor. Tabi ruhu Allah, ana karnında 40 günlük iken herhalde üfürüyor. Bu ruh ebediyen bir daha yok olmuyor var olmaya devam ediyor. İlk olarak ölüm gelecek ve beden ölecek,tekrar diriltecek Allah bedeni tekrar ruha giydirecek. Kur'an-ı kerimde anlatılan bu. Tabi normal şartlarda inanmamız gerekende budur. Fakat yokluk alim ve evliyalar tarafından uygulanan bir değişmez kuraldır. Esasında dünyadayken yokluğa katlanıp,öldükten sonraki hayatta yokluk yolunda yok olup hakikaten var olmak mümkün olduğu, alimler tarafından bildiriliyor. Nasıl olduğunu tevhid mertebesine ulaşmış kişiler biliyor. Bizim derecemizdeki bir insanın bu sırrı çözmesi kolay değil. Sizin anlattıklarınız doğru. Fakat açıklamasını bizim yapamayacağımız bir konu yok olup hakikaten var olmak konusu. Yani nefsin en üst basamağında olanlar anlayabiliyor bu konuyu. Allah izin verirse yok olup hakikaten var olmak mümkün olur gibi gözüküyor. Fakat açıklamasını biz yapamayız bunun. Bizim gibi normal seviyedeki insanlar dünya hayatı, sonra kabir hayatı,sonra mahşer yeri,sonra ahiret hayatın başlamasına inanmak doğru olur herhalde.Yok olup nasıl hakiki anlamda var olunur, bu konu bizim cevabını veremeyeceğiniz bir konu.