Ve Aleykümselam rüyaniz Hayr olsun
Rüyada fırtina ve hortum görmek;
Fırtına,hortum rüyaları kötüye yorulmaz. Bunlar pek çok şeyin değişeceğini haber verirler.
Fırtına,hortum rüyaları,bunlar Tabii afettir! hikmet ve sebebini anca Rabbim bilir...
insanoğlu sabırsızdır illa her şeyi hemen bilmek ister...Oysa bu da hayat imtihanin bir bir parçasıdır..
şu An Yaşadığınız endişe,stress, korku ,stress olarak da yorumlanabilir..
Sebepsiz gibi Başımıza gelenler aslında kendi ellerimiz ile yaptıklarımızdır..
Önemli olan şudur: Yaşadıklarımız bizi geri mi götürüyor, ileriye mi?ibret ,ders alabiliyormuyuz.. yoksa aynı tas aynı hamam devam mi ediyoruz yaşamımıza...?
Ya başımıza hiç bir şey gelmeseydi, bizi uyaran hiç bir şey olmasaydı ve yaptıklarımız birikseydi ve bir anda korkunç bir felaketle
hortum fırtınası ile karşılaşsaydık daha mi iyi olurdu..?
Başımıza gelenler gaflette dalıp gitmemizi , engelliyor. Başımıza gelenler aslında Allahın hala bizi unutmadığının da bir göstergesi, belki değişiriz diye
O cc. bize uyarıcılar , uyandıricı vakaalar gönderiyor..
ikinci bir bahar,Yeni Bir Başlangıç..kim bilir belkide Sizin Yeni bir cemreye, taze bir bahara ve yeni başlangıca ihtiyaçiniz var..
Rüyada fırtına görmenin psikolijik yorumu;
Öfke eken fırtına biçer.Bunu sakın unutma!! Öfkenizi kontrol etmeyi öğrenmeniz gerekiyor..
insanlara karşı daha dikkatli ,daha sabırlı davranmanız gerekli..aceleci ve tahammülsüz bir tutum içine girip, çok basit, küçük, önemsiz bir şeyi büyütüp içinden zor çıkılır bir olay hâline bir bardak suda fırtına koparmayı bırakın!! yoksa dünya tüm ağırlığıyla üstünüze yıkılır..olarak yorumlanir...
Sorun ; olaylara mantıklı yönden bakabilmek bazen yapamıyoruz işte (nefsimizle hareket ediyoruz) o zaman problemler,fırtınalar çıkıyor...
Böyle davranmanız gerektiğine yoksa işlerinizin kötüye gideceğine işaret eder.bir bardak olmayı bırakın!!da kabınızı genişlettin...
ya da Öfkenizi duygu ve düşüncelerinizi kontrol altına almayı öğrenin........
Allah rahmetli annenize Rahmet etsin ona dua edin....
Tuz ve gölet
Vaktiyle bir ustanın hayli tembel, her şeyden şikayet eden bir çırağı varmış. Çırak öylesine sabırsızmış ki ustasının her dediğini mızmızlanarak yapıyormuş.
Usta bu duruma bir son vermek istiyormuş. Bir gün dükkandayken çırağa seslenmiş:
-Oğlum şu raftan bir bardak al ve içini suyla doldur. Sonra içine bir kaşık tuz koyup karıştır.
-Çocuk denileni yapar ve içi tuzlu su dolu bardakla ustasının yanına gelir. Usta çıraktan bu suyu içmesini söyler. Çocuk şikayetçi bir ses tonuyla:
-Usta tadı acıdır bunun, içilmez ya der.
Usta kıkırdayarak çırağını kolundan tuttu ve dışarı çıkardı. Sessizce az ilerdeki gölün,gölettin kıyısına götürdü ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp,
gölden su içmesini söyledi. Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken aynı soruyu sordu:
- 'Tadı nasıl?' 'Ferahlatıcı' diye cevap verdi genç çırak.
- 'Tuzun tadını aldın mı?' diye sordu yaşlı adam, 'Hayır' diye cevapladı çırağı.
Bunun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi:
- 'Yaşamdaki ıstıraplar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Istırabın miktarı hep aynıdır. Ancak bu ıstırabın acılığı, neyin içine konulduğuna bağlıdır.
Istırabın olduğunda yapman gereken tek şey ıstırap veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir.
Onun için sen de artık gölet olmayı bırak!! da derya olmaya çalış...'
Ömrünüz uzun yolunuz açık olsun! İyi hayat, uzunca süren bir yolculuktur. Sabır ister, Sevgi, ilgi, dikkat, özen, adanmışlık dürüstlük,samimiyet ister,Selametle..