Selamun aleyküm abla; çok etkileyici bir konu, bu benim devamlı kendime sorduğum vicdanen kendimi hazırlamaya çalıştığım bir konu..
Ne kadar da yüzleşmeye kalksak ta, hep korkuyoruz tam manasıyla kendimizle yüzleşmekten..
Nefsimizin oyunu, kendini kandırması gibi şeyler bizi bu yüzleşmeden alıkoymaya çalışıyor..
Kolay değil bu yüzleşme! Hiç kolay olur mu? koca bir ömür 'ün nefis muhasebesini yapmak!
Her şeye rağmen yine de; Peygamber efendimiz 'in(s.a.v) dediği gibi "Ölmeden önce ölmek" lazım..
Kendi hayatını frenlemek, kendi yolunun sonunu görebilmek için.. Nitekim cennet te dolacağı günü bekliyor, cehennem 'de... Orada odun, ateş yok! herkes bu dünyadan kendisi götürürmüş yakıtını...
Allah'ım yakıtı, taş ve insanlar olan cehennem azabından bizleri koru...
Bizlere; akıl, fikir, vicdan, merhamet, hoşgörü güzel ahlak nasip et..
Kim ister ki! yarın öldüğünde nasıl biriydi? diye sorulunca;
huysuz 'un tekiydi, tek seven insan bile yok şu mahallede onu, kimseyle konuşmaz, kimseyi dinlemez, kibirlinin tekiydi... diye arkamızdan söylenmesini...
Allah'ım bizleri kötü ahlaktan muhafaza buyur, güzel ahlak üzere ölmeyi nasip et... Amin